KOZALAK PEKMEZİ


CİĞERLERİNİZ NEFESLENSİN
DOĞADAN GELEN NEFES


Doğanın akciğerlerinden
Çam kozalağından
Solunum sistemi detoksu.
Nefes yollarının ve bronşların temizleyicisi.


Safran Abla
Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

SAFRAN ABLA

BİLGİ SAYFALARI

ÇAM-KOZALAK ÖZÜ ve MACUNU

ÜZÜM PEKMEZİ

DUT PEKMEZİ

ELMA PEKMEZİ

ARMUT PEKMEZİ

SAFRAN REÇELİ

ÇAMDAN GELEN SAĞLIK NEFESİ

ÇAM KOZALAĞI PEKMEZİ
SAĞLIKLI NEFESİN REÇETESİ
ÇAM KOZALAĞI PEKMEZİ

GENEL BİLGİ:
Sağlık sanatoryumlarının, kliniklerinin ve meditasyon merkezlerinin, özellikle çam ormanlarının yoğun olduğu bölgelere yapılmasından da anlaşılacağı gibi, çam insan sağlığına pozitif yönde katkıda bulunmaktadır. Çam ağaçlarınca bünyelerinden dışa aktarılan salgıları, enzimleri barındıran (tozlaşma, buharlaşma, kirli havanın filtrasyonu, karbondioksit emilimi, karbon kullanımı sonucu oksijen yayması. Yaz-kış fotosentez işlevini sürdüren yapraklarıyla ve topraktan aralıksız mineralli su emen/absorbe eden/soğuran kökleriyle aldığı bileşikleri işleyip, hidroliz sistemiyle bütünlüğüne taşıdığı mineralleri, kimyasalları çevreye yayması. Yaşadığı sürece kirlilik karşıtı işlevini sürdürmesi, ortamı sürekli oksijenlendirmesi. Özellikle kozalaklarının/meyvelerinin kuruması ile onların canlılığını sağlamış olan depolanmış mineralleri-bileşenleri açığa çıkarıp ortama salması, yapraklarından ve gövdesinden salgıladığı kimyasallarla bakterilerle savaşması, kendisini tedavi için reçineleşmesiyle sağladığı faydası, bölgesinde mentollü bir ortamı oluşturması... vb..) orman atmosferi içinde, özellikle solunum ağırlıklı akciğer sorunları, verem gibi rehabilite ve stres gibi terapi esaslı tedavi merkezlerinin açılması, ormanların tedaviye pozitif katkılarda bulunmasından dolayıdır.

Solunum yollarını açıcı özellikli bir atmosferi oluşturarak, tedaviyi kolaylaştırması, hastayı ruhsal yönden desteklemesi, mental /zihinsel rahatlık vermesi dolaysıyla hasta moralini ve vücut direncini yükseltmesi bu tür yönlenmeleri hem tedavi edici kurum hem de hasta açısından tercihli hale sokmaktadır.

Çam altında uzanmak, çamlıklarda gezinmek, koruluklara yakın olma isteği normal yaşamımızda dahi tercihlerimiz arasında yer alır. Eski evlerde, köy evlerinde ve ahşap evlerde çam kerestesi kullanmak, "dağ evi" denildiğinde gözümüzün önüne çamdan yapılmış mekanlar gelmesi de bedensel ve zihinsel bir istemin sonucu olsa gerek.
Bu istemlerin kaynağında çam ormanının bizleri kendisine davet eden ortamı oluşturması, genetik olarak, sağlığa yakın olmak istememizi çam ağacına bağlamamız olsa gerek. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı çam ağacı insan sağlığı için en faydalı ağaçlardan biri olarak kabul edilmiştir.

Tıbbın dolaysıyla ilaçların gelişmediği zaman dilimlerinde çam ormanları havası, kendine özgü sesi, gürültüden ari kılınmış sessizliği, görüntüsel yapısı ile solunum ve ruhsal tedaviler için tedavi mekanları olarak kullanılmış.
Mekansal, ortamsal ve atmosferik tedavi katkılı yapısının yanısıra; çam ağacının tomurcukları, reçinesi, polenleri, tohumları, reçinesi ve yaprakları tıbbi ilaç yapımında ilaç tariflerinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Çam ağacının ürünü olan çam sakızı çeşitli parfüm yapımlarında kullanılmaktadır.

İşte çam ağacının meyvesi olan, üremesi için tohumunu geliştirip olgunlaştırdığı, çam ağacının tüm yapısal özelliklerini bünyesinde taşıyan "kozalak" dediğimiz ağacın çiçeği, meyvesi, tohumunun rahmi, üremesinin kod zarfı/postası denilebilecek ürün işlenerek pekmez yapılmaktadır. Topraktan absorpe ettiği (emdiği, soğurduğu) mineraller ile kozasını beslemesiyle sağlık deposu haline gelen kozalak, tam büyümesini tamamlayıp kuruma aşamasına geçtiğinde pekmez üretimine dahil edilir.

Tam yeşil değildir çünkü büyümesini tamamlamak üzeredir. Tam kahverengi olmamıştır çünkü beslenme yolları kapanmamış dolaysıyla yaşamını daha sürdürmektedir. Daha henüz her şey aktarılıp tamamlanmamıştır.
Kozalak, yeşilden kahverengiye geçişe başladığında, bir başka deyişle olgunlaşmasını tamamlayıp kahverengileşmeye adım attığında pekmeze dönüşmek üzere işleme tabi tutulur.

Yeşil ağırlıklı kahverengileşme etabı zamanın geldiğini işaret eder. Çünkü artık olgunlaşmış, ağaç tarafından tüm mineral ve genetik nakiller soymuk denilen besin nakil katmanındaki damarlarla yapılmış, büyümesi için gerekli tüm besinler tamamlanıp beslenmesine son verilmiş ve gövdeden ayrılma süreci yaklaşmıştır. (Soymuk: yapraklarda meydana gelen öz suyun, bitkinin diğer organlarına taşıma işini üstlenmiş olan borucukların, besin damarlarının bulunduğu tabakadır. Soymuğun mideye yararı, kuvvet verici özelliğiyle verem hastalığını iyileştirici özelliği olduğu bilinmektedir)

Çam kozalakları erkek ve dişi kozalaklar olarak iki çeşittir. Erkek kozalaklar bitkisel devamlılık amacıyla dölleme görevi için kısa süreliğine çıkar. Tozlanma yoluyla döllenme için taşıdıkları polenleri döker ve ömürlerini tamamlayarak yok olurlar. Pekmezi yapılanlar dişi kozalaklardır.

Dişi kozalaklar, çam ağacının tüm özelliklerini bünyesinde taşıyan ve çam ağacı devamlılığı için polenleri toplayarak döllenen rahim özelliğini taşır. Dönemi boyunca çam ağacı tarafından beslenen mineral yüklü olan dişi kozalaklardır. Çam ağacının neslinin devamlılık tohumunu/bebeğini taşıyan imtina ile bakılan dişi kozalaklardır.

Kozalak, yeşilden kahverengiye geçişe başladığında ama yeşilliğini muhafaza ederken pekmeze dönüşmek üzere işleme tabi tutulur. Çünkü; kahverengi formuna ulaşmış, tırnaklarını açmış, odunlaşmış, yakacak haline gelmiş kozalaklar bünyesinden çok şeyini yitirmiş haldedir. Bünyesinde elbette çam ağacından esinler taşımaktadır.

Ürün çam ağacı kozalağından esinler taşımaktadır ama çam ağacı ve kurumuş çam yaprağı arasındaki fark kadar bir ayrışma kalmıştır. Dolaysıyla; kahverengi renge ulaşmış odunlaşmış kozalak ile elde edilecek şey ancak kozalaklı su olabilir. Sanayi kullanım amaçlı maddeleri elde edebilmektir.

Kaynatılıp şeker ilavesi ile reçelleştirilebilir. Suya şeker katarak kaynatılıp koyulaştırma sağlandığında ortaya çıkan tatlı şerbetinin kozalak katkılı hali gibidir. Suya herhangi bir şey katılıp, kaynatılıp, esanslandırıldığında reçel gibi olma halinden başka çaresi yoktur. O nedenle çam pekmezinin yapılış süreci sorgulanmalıdır.

Açılmış kozalakları toplamak ve işlemek çok kolaydır. Zaman faktörü de yoktur. Kahverengi kozalak, sonbaharda toplanıp ilkbahar aylarında hatta hammadde stoğu kabul edilip yaz aylarında da yapılabilir. Hatta kaynatma sırasında bir kısmı yakılarak ısısıyla kozalak kaynatmaya enerji temin edilebilir. Hem yak hem kaynat elde kalanı da şekerleyip sat olur. Böylece; yakımlık odunsu kozalak yüzlerce kat değerleniverir.

Elbette kahverengi kozalak suyunun ya da bolca şekerlenerek koyulaşması sağlanan marmelatın kendisine özgü faydaları olabilir ama o ürün ÇAM KOZALAĞI PEKMEZİ değildir. Tatlandırmak için şeker, aroması için çam çırası ya da reçinesi katılmış kıvamlaştırılmış katkılı şerbet olmuştur.

Kahverengileşmiş kozalakta kuru madde oranı yükselmiş buna mukabil şeker oranı, reçinesel yapısı, aroması ve muhtelif kimyasallar orman atmosferini oluşturan malzemeler olarak buharlaşmıştır. Hele hele tam kahverengi mertebesine ulaşmış kozalağı, odun tadından kurtarıp yenilebilecek hale getirmek için bir başka deyişle tatlandırma da açığı gidermek için yeşiline göre kat kat fazla şeker ve aroma ilaveleri yapılmakta kahverengi kozalak, renklenen şeker şurubu/marmelatı tarzında imal edilmektedir.

Özellikle akciğer hastalıklarına pozitif katkıları yadsınamayacak seviyelerde olan çam kozalak pekmezi, birçok sağlık faktörünü daha bünyesinde barındırmaktadır.

Hastalığa yakalanmadan, rahatsızlık gözlemlemeden her gün belli periyoda bağlı olarak alınan çam kozalağı pekmezi, sağlıklı bir bedenin yapısal taşlarını oluşturmada aktif bir üründür.
Hücre yenilenmesi yanı sıra, beraberinde etkisel olarak bünyeye kattığı bağışıklık ile bünyenin koruma kabiliyetini yükseltmesi ya da bağışıklık derecesini üst seviyelere taşıması en önemli katkılarındandır.

Bağışıklık sistemini inşaa etmede ve korumada temel taşı olabilecek olan çam kozalağı pekmezi, koruma sistemini sağlamak, korumak ve yükseltmek için, var olan ya da var olup nüksetmeye meyilli birçok hastalığı önleyerek, şifa kaynaklığı vazifesini yerine getirir.

Bağışıklık sistemini dinamik tutarak olası birçok hastalığı vücuttan uzak tutar. Oluşan hastalıklarla mücadelede bağışıklık sistemini güçlü tutup, hastalığı başlangıç aşamasında bertaraf etmede rol oynadığı gibi, ilaçla tedaviye alt yapı oluşturarak tedaviyi kolaylaştırır.

Kötü alışkanlıklarla, çalışma ortamının etkileriyle, çevresel faktörlerle, solunan havanın kalitesizliğiyle vb. etkilerle bünyeye girerek akciğerlere sirayet etmiş ve çeşitli rahatsızlıklar oluşturmuş ya da oluşturmaya başlamış zararlı maddelerin temizlenmesinde çok önemli rol oynar.

Akciğerlerin temizlenmesini sağlayarak rahat nefes alınmasına katkıda bulunur. Böylece sigara, kirli hava, çalışma şartlarıyla bulaşan ve kalıcı etkilere yol açan maddelerin etkilerini azaltır. Kalıcı hasarlar bırakmalarını, kronikleşmelerini önlediği gibi temizlemeye başlar.
Dolaysıyla sağlıklı yaşamın temeli olan daha rahat nefes almayı ve sağlıklı yaşam için şart olan bağışıklık sistemini inşaa eder. Derinlemesine gerçekleştirdiği arındırmalar ile vücudun kendi kendisini yenilemesine yardımcı olur.

Çam kozalağı pekmezi; sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi olan, dolaysıyla vücudun ihtiyacı pek çok minerali, bileşimi ve kimyasalı içeriğinde barındırmaktadır. Bu etkisi sayesinde vücut direncinin artmasına ve güçlenmesine etki sağlar. Taşıdığı özellikleri ile çam pekmezi, metabolik bazı problemlerin oluşmasını önlediği gibi var olanlarında giderilmesini sağlar.

Düzenli bir şekilde tüketildiği zaman, enerjik bir yapılanmanın yanısıra vücut bağışıklığını güçlendirici, enfeksiyonlara karşı dirençli, hastalıklara karşı koruyucu, ciğerlere ve solunum yollarına rahatlatıcı, hücrelere yenileyici, sindirim sistemine destekleyici, dolaşım sistemine düzenleyici, metabolizma seviyesinde dengeleyici, vücudun tuğlaları olan hücreleri yenileyici, bedenin elbisesi cildi gençleştirici olur.

Kahverengileşmemiş yeşil kozalaklar olgunlaşma süreçlerine bağlı olarak birçok bileşik, reçineli asit, vitamin, mineral ve tanen içerir. Kahverengileşme seviyesine bağlı olarak bu mineral ve maddeler yok olur.

Aşağıdaki veriler, yeşilliğini muhafaza eden kozalaklara aittir. C - K - B Vitaminleri, karoten, reçine, tanenler ve terebentin açısından zengindir. Muhteviyatına gelince 100 gram kozalakta; 60 mg potasyum, 14 mg karbonhidrat, 19 mg kalsiyum ve 40 mg protein barındırmaktadır.

ÇAM KOZALAĞI PEKMEZİNİN FAYDALARI ÖZETLENİRSE:
Çam kozalağı pekmezi; solunum rahatsızlıklarının şifa kaynağı olabilen, doğadan alınan en doğal ürünlerden biridir. Öksürme, astım, bronşit ve rahatsız edici balgam durumlarında size şifa olacak niteliktedir.

Nefes darlığı, akciğer problemi, KOAH hastalığı bir sağlık sorunlarına faydasıyla bilinen çam kozalağı pekmezi; akciğerlerin yıpranması, solunum yollarının kirlenmesi ve bronşların dolması gibi nedenlerle nefes almada güçlük çekenlere rahat nefes alma konforunu yaşatır.

Sağlıklı beden oluşumunun ana faktörü olan kaliteli hava ve rahat nefes alabilme imkanını sağlar. Vücuda, metabolizmanın ihtiyacı olan mineralleri, bileşikleri taşıması nedeniyle akciğer rahatsızlıklarına neden olan oluşumları tasfiye eder.

Sigara, çalışma ve çevresel etkilerle solunan zehirli dumanların kalıcı zararlarını ortadan kaldırarak akciğerlerin ve solunum yollarının temizlenmesini sağlar.
Veremle mücadelede yapısal destek vererek hem bağışıklık sistemini kuvvetlendirme hem de metabolizmaya mineral katkılarıyla işlevselliği ve direnci artırarak faydalar sağlar.

Astım hastalığı olanların boğuştuğu nefes alamama, aldığı nefesi yerine ulaştıramama, yerine oluştuğu miktardan bile yeterince yararlanamama problemlerine yönelik iyi bir şifa yardımcısıdır.

Kuru öksürük, bronşit rahatsızlıklara şifa kaynağı olduğu gibi, balgam söktürücü yönüyle de nefes yollarını açık tutar. Dolaysıyla, hastayı rahatlatıp kolay ve kaliteli nefeslenmesine olanak tanır. İyi bir balgam sökücü olması münasebetiyle solunum yolları için açıcı ve balgamları kurutup yok eden kurutucu olarak kullanılabilir.

Çam kozalağının içeriğinde önemli miktarda terpantin esaslı pinen maddesi vardır. (Okaliptüs, portakal kabuğunda olan, kozalaklı ağaçlarda doğal olarak oluşan ve çam reçinesinden elde edilen uçucu yağ olan ve terpantin olarak isimlendirilen gruba ait madde. Pinen isimli yağ; mikroplara karşı koruyucu, metabolizmadaki iltihaplı yapıları onarıcı, akciğerlerin oksijen kapasitesini artırıcı, mide ülserini, gastriti azaltıcı, mide sorunlarını giderici, zihni berraklaştırıcı, zihinsel aktiviteyi hızlandırıcı, hafızayı güçlendirici özelliklere sahiptir. Ruhsal duruma, piskolojiye iyi gelir, uyku düzensizliğini giderir, enerjik kılarak zindelik sağlar). Çam kozalaklarında bulunan pinen uçucu yağı, solunum kaynaklı sorunların giderilmesinde önemli bir faktör olarak rol oynar.

Grip salgınının ortaya çıktığı, vücut dirençlerinin düştüğü, bağışıklık sistemlerinin zayıfladığı soğuk kış günlerinde kişiyi ayakta tutacak, bulaşıları zayıflatıp bertaraf edecek, bağışıklık sistemini takviyeleyecek, bünyeyi güçlendirip kazandırdığı vücut direncini koruyacak özelliklere sahip şifa kaynağıdır. Kışın yoğunlaşan kirli hava nedeniyle hastalıklara karşı zorlanan bağışıklık sistemini aktifleştirir.

Özellikle kış aylarında ve salgın dönemlerinde yayılan bakteri, virüs ve mikrobik bulaşılarla bedene giren ve enfeksiyonlara neden olan rahatsızlıklara karşı oldukça faydalıdır. Vücutta enfeksiyon ve mikrop oluşmasını engeller, Üst solunum yollarında olan enfeksiyonlara, tahrişlere karşı fayda sağlar. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının oluşmasına engeller.

Çam kozalağı pekmezi ayrıca sindirim sisteminin boşaltım yolları, dışa atım kanalları durumundaki idrar yolları enfeksiyonları için faydalıdır. Metabolizmayı besler, düzenler ve iyi çalışmasına katkıda bulunur. Metabolizmada oluşan iç ve dış iltihapları giderme yönünde pozitif etkiler sağlayarak, iltihap tedavilerine yardımcı olur.

Sindirim sisteminin parçası olan bağırsaklarda mikrop yığılmalarına, zararlı bakteri (Toksit) oluşumlarına ve bağırsak enfeksiyonlarına karşı oldukça etkilidir. Bu özelliği ile; bağırsaklardaki parazitlerin temizlenmesine yardımcı olarak mikropların temizlenmesine ve daha sağlıklı bir sindirim sisteminin oluşmasına destek olur.
İdrar söktürücü etkisiyle karın basıncının rahatsız edici baskısını gidermeye yardımcı olur. Kabızlık probleminin önüne geçer. Gaz oluşumunu önleyerek şişliği ve şişkinliği önler.

Ak ciğerleri temizlemesi ve solunum yollarını açması nedeniyle bol oksijenlenmeye kavuşturulan kan, kısa sürede temizlenmeye başlar. Yağlanma karşıtı yapısı sayesinde damar içi plaklanmaları ve yağlanmaları önleyen çam kozalağı pekmezi kan damarlarını güçlendirir ve kanı temizler. Dolaysıyla hücreler yenilenir, beyne bol kan gider, zihin açılır, bedensel ve ruhsal dinginlik kazanılır, enerji yükselmesiyle zindelik kazanılır. Kan dolaşımının rahatlamasıyla da kalp krizi riski azalır.

Çam kozalağı pekmezi, beraberinde relaks bir yapılaşmanın sonucu sinir sistemine yatıştırıcı etki getirir. Psikolojik sorunlardan kaynaklı olan, salgılanmalarıyla kişiyi rahatsız eden hormonlar üzerindeki yok edici, elimine edici etkilerle kişinin kendisini daha rahat hissetmesini sağlar.
Kaygı, korku, üzüntü gibi travmatik sorunların neden olduğu ruhsal yapının ve o bozukluğun oluşturduğu kötü psikolojik durumdan kurtarıp kişinin rahatlamasını sağlar.

Mineral ve bileşim yapısının yanısıra mentollü çam kokusunun verdiği rahatlıkla, stresli günlerde enerji ve huzur verir. Çam kozalağı pekmezi gıda olması yanısıra, stres giderici bir şifa kaynağı olarak fayda sağlayacak bir üründür.
Stresten arınmış, rahat nefes alan, psikolojisi pozitif yönde etkilenen, enerjik yapıya kavuşmuş bir vücudu, bireye kazandırarak uyku sorunlarını asgariye indirir. Psikolojik rahatlık içinde, stresten ari, enerjisi yükselmiş bir zihinle odaklanma kabiliyeti de artar.

Hücre yenilenmesine katkısı bulunan çam kozalak pekmezi bu özelliği ile parlak ve genç bir cilde sahip olunmasına katkıda bulunur.
Çam kozalağı pekmezi kullanılması halinde saçlar besleyerek saçların canlı görünmesine yardımcı olur. Sağlıklı saçlara kavuşmada olumlu etkisi vardır.

ZARARLARI ve YAN ETKİLERİ:
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.

Bitki yağları, extrantları, yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. Bu nedenle aşırıya kaçmadan alınması gerektiği gibi doktora danışılmalıdır.
(ilaç ve hap dozajlanmasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da kullanılan ilaçlarla başka etkileşimlere girerek başka rahatsızlıkları ortaya çıkarabileceği gibi, tedavisine de sekte vurabilir.
Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı, kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır)


Aşırı tüketim her ne koşulda ve tarifte olursa olsun vücutta yan etki meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir. Bu nedenle dikkatli tüketilmelidir.

Aşırı tüketimde ilk rahatsızlık belirtisini mide ve sindirim sistemi verebilir. İshal, mide bulantısı, nefes darlığı, halsizlik gibi belirtiler yanısıra, cilt alerjik belirtilerle rahatsızlık sinyalleri verebilir. Dolaysıyla, faydalı olacağı düşünülen ve o amaçla kullanılan doğal çam kozalağı pekmezi sağlığınızı etkileyebilir.

Alerjik durumunuzu test etmek için başlangıçta çay kaşığı ölçüsün de ve günde 1 kez olacak şekilde kullanın. Daha sonra bu dozu günde (sabah-akşam) iki çay kaşığına çıkararak kullanın. Eğer alerjik bir durumla karşılaşmıyor ve mideden kaynaklanan rahatsızlık hissetmiyorsanız günde 1-2 tatlı kaşığına çıkarabilirsiniz.

Çam kozalağı uygun ölçü ve durumlarda kullanıldığında zararlı hale gelebilir. Vücudunuzda neye alerjiniz olduğunu ve tam olarak ne hastalıklarınızın olduğunu bilmeden, sıklıkla tüketmemeniz gerekir.

Eğer rahatsızlık hissedilecek durumlar ipucu vermeye başlarsa hemen ara vermeniz yada en azından ne kadar sıklıkla ve miktarda tükettiyseniz en az yarıya düşürmelisiniz. Bunlar ön tedbir olarak sıralanabilir.

son

SAYFA BAŞI- GRUP MENÜ


UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifler yazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli materyaller de ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. ("Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor" kabulü ile aşırıya kaçıldığında; en azından kalp kapakcık ve mide kapakcığı kaslarını yumuşattığı gibi cinsel organların kaslarını etkileyerek sertleşmeleri ve kasılmaları etkiler...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla

© 2018- Yapım.....Fotoğraf, Metin, Grafik M&N Safran Tasarım.