Güzel kokular duymak isteyen ve güzel kokularla daha mutlu olduğunu gören insan, doğada hoşlarına giden kokuları pratik olarak kullanmanın yollarını aramış. İnsanlar, kokularla yiyecekleri, içecekleri sınıflandırır, güzel ve kötü kokuları ayırt eder ve güzel olduğunun yanında olmak ister. (Güzel kokmayan bitkiye "ot", güzel kokmayan yemeğe "berbat", güzel kokmayan insana "terli", ürküten görüntülü kokulara "leş" kokan denmesi bu sebepten olsa gerek)
Ortamda bulunan hoşa gitmeyen kokulardan kurtulma isteği, istenmeyen kokuları baskınlığıyla engelleyecek kokular ihtiyacı arayışların başka bir yönü olmuş. Zamanla kişiliklere, cinsiyetlere, ortam özelliklerine, mevsimlere göre yeni kokular elde edilmiş ve tercihler arasında sıralamalara girmiştir. Kötü kokuları defetme, onları baskılama, duyulara güzeli duyurma özellikleri ile kullanıma girenlerin yanısıra, cinsiyetlere, kişiliklere uygun, seçimlerine has kokular üretim halkasını zenginleştirmiş.
Belki Mısır'da, Roma imparatorluğunun bireyleri olarak yaşamış olan ve Mısır'ın koku, tütsü konularındaki bilgilerini (Kleopatra, Mumyalama ve ayinlerde kullanılan kokular) İtalya'ya taşımalarından olsa gerek, İtalya koku üretme ve yayma çalışmalarında önü çekmiş. Ta ki; kolonya geliştirilip İtalya dışında satılasıya kadar.
Önceleri güzel kokan bitkilerin kendileriyle bazı kokular elde edilmiş olsa da daha sonra bu kullanımlar, güzellikleriyle ortamı renklendiren vazolardaki yerlerini alarak insanları mutlu kılma hizmete devam etmişler.
"Vazolar boş kalmasın, ortam güzelleşsin ve güzel koksun" talepleri ve istekleri bu tür bitkilerin yetiştirilmesine yöneltmiş ve kültür çiçek yetiştiriciliğinin yapılmasına kapıları açmıştır. O güne kadar sadece tarımsal ürünlerle sınırlı kalan kültür bitki yetiştiriciliği bu alanada kaymıştır.
Saksı ya da doğada çiçeklerin kokularıyla mutlu olan insanlar, kokularının kalıcılığı ve etkilerinin artımı için sudan başlayarak çeşitli sıvılar kullanmışlar. Sıvılarda buharlaştırma yöntemleri kullanılmış. Sıvılara yatırma/bekletme metodları denenmiş. Tütsü halinde kullanılmış. Ayinlere, seanslara, meşk hallerine (Elbette biraz kafayı da tütsüleyenler, kafayı bulandırıp gözleri boyayanlar tercih edilmiş) tütsü olarak girmiştir.
Kuruttukları bu parfüm kaynaklarının kimisini, yeni kokular elde etmek için, kimini çeyiz sandıklarına, çamaşır dolaplarına giysilerine-eşyalarına sirayet etmesi için koymuşlar. Saksılarda yetiştirmekle hem güzelliklerini yaşamışlar hem de kokularının sürekliliklerini daim kılmanın yollarını yakalamışlar.
Dinsel kökeninde ayinlerde cennetin içkisi olarak kullanılmasıyla yayılan, az alkollüde olsa alkolün temeli olan şarap (ya da şıranın bekletilmiş hali) kolonyanın bugünkü hale gelmesinde, ilham verici rol oynamış olmalı.
Tarihsel kökeninde "Yaşam Suyu (aqua vitae)" olarak satılan ve kullanılan alkol, şaraptan daha etkili olduğu için kullanıcılar tarafından tercih edilir hale gelmiş. Kullanıcıları için "Yaşam Suyu" mertebesine yükseltilen alkol çeşitli türlere alt yapı olmuş.
1600 yıllarda "Yaşam Suyu (aqua vitae)" adıyla ilaç olarak satılan alkolün içki olarak satışına başlanmasıyla, bitkisel aromalı ürünler kendilerini gösterir olmuştur. Koku ve tat bağlamında büyük bir atılımın habercisi olan alkol, ilk kolonyanın da temelini oluşturmuş.
Koku ve parfüm merkezi İtalya’da yaşayan eczacı ve parfümcü Giovanni Paolo, 1700 yılların başında Macaristan Kraliçesi Elizabeth için yeni bir kokteyl parfüm üretir. "Macar Suyu" ismini verdiği bileşime bergamut, limon, portakal ve biberiye esansları katarak yeni karışımını yapmıştır.
Bu buluşunun ardında Almanya’ya yerleşir. Giovanni, geliştirdiği kokuyu "hayranlığa değer su (eau admirable)" adıyla üretmeye başlar. Daha sonra, adını" Eau de Cologne (Köln Suyu – Kölnisch wasser)" değiştirecek olan Giovanni, bu kokuyu 1727 yılında Köln Tıp Fakültesi’nde tıbbi ürün olarak onaylatır.
Böylece bugün kullandığımız ve bizde "Köln şehrinin" ingilizce deyişi olan "Cologne" sözünden hareketle isimlendirdiğimiz, kolonya ortaya çıkar.
(Almanya’nın Köln kentinden dünyaya yayıldığı için İngilizcede, “Köln” kelimesinin karşılığı olan "cologne", Fransızlar da “cologne” sözcüğü olduğundan bizde de "kolonya" olarak etiketlenmiş)
Kolonya, bilinen en eski parfüm çeşitlerinden ve tüm zamanların bilinen en yaygın biçimde kullanılan tuvalet malzemesidir. Geçmişte parfüm çeşiti olarak üretilen kolonya bugünün en önemli hijyen ve dezanfektan ürünlerinden biridir.
Kolonya, ilk üretildiği yıllarda kozmetik ürünü olarak değil tıpbi amaçla bir tür panzehir olarak kullanılmış. Şimdiki gibi cilt üzerindeki tahriş ve yara enfeksiyonlarına karşı kullanılmış. İçeriğindeki karışım, özellikle sindirim sistemini ferahlatıcı etkisi sebebiyle içkilerle veya şekerle birlikte içilmiş, diş ağrılarında, ağız kokularını gidermede ve ağız antiseptiği olarak kullanılmış.
Tuvaletten sonra koku giderici olarak kullanılan "kolonya (Eau de Cologne)"; 18. yüzyılda zenginlerinde hafif kokular sınıfında kullanmaya başlamasıyla sahnedeki yerini tam olarak alır.