ORGANİK MUM ve AROMATERAPİ
Mum, yavaş ve uzun süreli yanan parafin, donyağı gibi maddelerin pamuk, bambu gibi fitiller üzerine dökülerek katılaştırılan ışık kaynağıdır.
Mısır ve Girit'te bulunmuş en az 4-5000 yıllık şamdanlardan anlaşıldığı kadarıyla mumlar ya da mumsu ışık kaynakları binlerce yıldır kullanılıyor. Mum, hayvanların iç yağlarından yapılan antik çağın ilk buluşları arasında yerini almıştır. Antik çağ insanları yağları ve bitkileri hem defin ritüellerinde hem tanrıya koklaması için yaptıkları sunumlarında hem tapınmalarında hem de şifa amaçlı olarak kullanıyorlarmış.
İçyağlarıyla yapılan mumlar kötü bir koku bıraktığı için mumlara uçucu, esansiyel (uçucu yağlar. Eteri yağlar) yağlar ya da bitki özlerinden elde edilen mumun yanışını etkilemeyen yağımsı sıvılar eklenmiş.
Hem kötü kokuları giderdiği hem de ruhları dinlendirdiği, tanrıları mutlu ettiği (“Tanrılar istiyor” dedikleri günlük sunma, tütsü, buhur geleneği) inancının etkisiyle kokuların eklenmesi dinsel gereklilik haline getirilmiş. Elbette dinsel ritüellerdeki mistik havayı artırmak, Tanrıyı hissetmek, etkileşimleri fiziksel hale getirme adına uyuşturucu otlarda kokular arasındaki yerini almış.
Zaman geçtikçe kullanılan yağlar, rafine edilmeye başlanmış. İç yağlar direk olarak yakılma yerine donyağı haline getirilerek kullanılmaya başlanmış. İlerleyen zaman içinde mum yapımı bir sanayi haline gelmiş. Teknolojik araştırmalara, teknolojik buluşlara ve yatırımlara açık hale gelmiş.
İç yağ mumların yerine temin edilmesi zorda olsa ışıkları daha düzgün olan, kötü kokmayan balmumları kullanılmaya başlanır. . Balmumu oldukça pahalı olduğundan sadece üst sınıftan insanlar bu mumları kullanabiliyordu. İnsanların büyük çoğunluğu uzun bir süre daha içyağı mumlarını kullanıyordu.
19 yy kimyacılar yağdaki hayvansal gliserinden, yağ asitlerini ayırarak daha kaliteli mumların yapımına olanak veren maddeleri (Katılaştırıcı olarak kullanılan stearik asit. İçyağı asidi) üretmişler. Süreç içinde mum malzemesi yapmakta yeni işlemler öğrenilmeye ve uygulanmaya devam edilmiştir.
Mum yapımında yeni bir etap ispermeçet yağıyla başlar. İspermeçet balinasının kafa boşluğundan elde edilen ispermeçet yağı 1800 yıllarının hemen başında keşfedilir (Balina katli için bir sebep daha oluşmuş ve soy yok etme dönemi hızlanmış). İspermeçet eskinin sevilmeyen içyağıyla karıştırıldığında daha sert, daha dayanıklı ve daha az is çıkaran bir mum elde edilir. 1825 yılında fitil kullanılmaya başlandı. Fitil mumların daha da dayanıklı olmasını sağladı.
1850 yıllarında ise petrolün yan ürünü olan parafin keşfedilir. Parafin ticari kullanım için işlemden geçirilir, ağartılır ve kokulandırılır. Her şekli alabilir ve yanma ömrü uzundur, bugün mumlarda en yaygın olarak kullanılan maddedir.
Yanış süresini uzatmakta, mumun kokusu ve ışık şiddeti kadar önemli bir konuydu. Araştırmalar sonucunda daha uzun yanan mumu, sertleştirici (Wax. Kullanılan bitkilere göre özellikleri ve kullanım sahaları değişen kremsi madde. Saç bakımından mum yapımına kadar. El ile oynanan toplu sporlarda sporcuların topu daha iyi kavrama için ele sürülmesinden araba boyasını korumaya kadar) geliştirmekle elde etmişler. Hem şeffaflaşma elde edilmiş hem de yaz aylarında ya da sıcak ortamlarda hemen eğilip bükülen, yumuşadığı için kolayca tükenen mumlar yerine, 40 derece sıcaklığa dayanan mumlar elde etmişlerdir.
Önce petrol ve gaz lambalarının yaygınlaşması, ardından elektriği ışığa çeviren ampulün bulunması ile de mumun önemi gittikçe azalmış, yoksul insanların kullanımına kalmaya başlamıştır.
Elektriğin icadından önce, mumlar, gaz lambalarıyla birlikte aydınlanmanın en önemli araçlarından olmuşlardır. 21. yüzyılda ise; mumlar daha çok süs eşyası konumundadırlar.
Doğum günü pastalarının üzerinde, şık görünmesi istenen yemek masalarında. Yumuşak, ılık bir ambiyans oluşturulmak istenen her yerde. Tek amacı değişmeyen kullanım dinsel çerçevesi içinde kalmış denilebilir. Modern elektrikli mumlar yedi kollu şamdamlar olduğu halde hâlâ klasik mumlar kullanılmakta. Tanrıyı sembolize edeninden, gizli tanrı ikonluğuna kadar her yerde aydınlatma amacı dışında kullanılmaktadır. Özetle; mumlar geçmişten bugüne, pek çok dinde ve dinsel ayinlerde kullanılmaktadır.
Günümüzde ev ve iş yerlerinde, dekorasyon objesi olarak kullanılan mumlar; kutlamalar ve meditasyonlarda ortam oluşturmak, solumak için kullanılıyor. Hediye olarak da çok tercih edilen mum; hepimiz için sakinlik, romantizm ve güzel dilekler demek!
SOYA MUMU ORGANİK ESASLI MUM
Soya fasulyesinden elde edilen yağlarla hazırlanan mum çeşitlerine soya mumu denir.
Soya mumunun özelliklerini parafin esaslı mumlarla kıyaslayarak maddelersek özetle:
Soya Mumları hem sağlığını hem çevresini düşünen mum severlerin tercihidir.
Soya mumları tamamen bitkisel olup doğal ürünlerdir.
Soya mumları daha temizdir, içinde toksin olmayan ve soluması zararlı olmayan bir yanışı vardır.
Hayvansal katkı maddesi bulunmadığından vegandır.
Parafine gibi sağlık riskleri oluşturmaz.
Kullanım süreleri diğer mumlara göre daha uzundur.
Doğada kolaylıkla çözünebilirler.
Keskin ve güzel bir koku yayarlar.
Kokusunun kişiyi sakinleştirici etkisi bulunur.
Ortamdaki iç havanın kalitesini artırırlar.
Doğal bitkisel bir kaynak olduğu için çevreye zarar vermez. Geri dönüşüm ürünüdür.
Dekoratif malzeme ve hediyelik eşya olarak kullanılabilirler.
Soya mumunun ilginç bir özelliğiyse eridiği zaman losyon olarak kullanılabilir. (Erimiş soya mumu koku barındırmaya devam eder. Ellendiğinde eriyikte kalan bitki yağlarının parmaklara verdiği yumuşaklık hissedilir)