DOĞAL YAPILI MUM

SOYA ve BALMUMU MUMLARI

'Vegan ve Vejetaryan' nitelikli,
Yeme/Yenilebilme ölçeğinde zararsız,
'Balmumu ve Soya Yağı' esaslı,
Doğal malzemelerle yapılan,
Doğal aromatik kokulu, doğal renkli mum.

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

DOĞAL SOYA ESASLI MUM

AROMATERAPİ ve DEKORATİF MUM

DOĞAL SABUN

KOKULU TAŞLAR

SAFRAN ve SAFRANLI ÜRÜNLER

BEL BOYUN, KAS AĞRILARI

MUMLAR

ORGANİK MUM ve AROMATERAPİ
Mum, yavaş ve uzun süreli yanan parafin, donyağı gibi maddelerin pamuk, bambu gibi fitiller üzerine dökülerek katılaştırılan ışık kaynağıdır.
Mısır ve Girit'te bulunmuş en az 4-5000 yıllık şamdanlardan anlaşıldığı kadarıyla mumlar ya da mumsu ışık kaynakları binlerce yıldır kullanılıyor. Mum, hayvanların iç yağlarından yapılan antik çağın ilk buluşları arasında yerini almıştır. Antik çağ insanları yağları ve bitkileri hem defin ritüellerinde hem tanrıya koklaması için yaptıkları sunumlarında hem tapınmalarında hem de şifa amaçlı olarak kullanıyorlarmış.

İçyağlarıyla yapılan mumlar kötü bir koku bıraktığı için mumlara uçucu, esansiyel (uçucu yağlar. Eteri yağlar) yağlar ya da bitki özlerinden elde edilen mumun yanışını etkilemeyen yağımsı sıvılar eklenmiş.

Hem kötü kokuları giderdiği hem de ruhları dinlendirdiği, tanrıları mutlu ettiği (“Tanrılar istiyor” dedikleri günlük sunma, tütsü, buhur geleneği) inancının etkisiyle kokuların eklenmesi dinsel gereklilik haline getirilmiş. Elbette dinsel ritüellerdeki mistik havayı artırmak, Tanrıyı hissetmek, etkileşimleri fiziksel hale getirme adına uyuşturucu otlarda kokular arasındaki yerini almış.

Zaman geçtikçe kullanılan yağlar, rafine edilmeye başlanmış. İç yağlar direk olarak yakılma yerine donyağı haline getirilerek kullanılmaya başlanmış. İlerleyen zaman içinde mum yapımı bir sanayi haline gelmiş. Teknolojik araştırmalara, teknolojik buluşlara ve yatırımlara açık hale gelmiş.

İç yağ mumların yerine temin edilmesi zorda olsa ışıkları daha düzgün olan, kötü kokmayan balmumları kullanılmaya başlanır. . Balmumu oldukça pahalı olduğundan sadece üst sınıftan insanlar bu mumları kullanabiliyordu. İnsanların büyük çoğunluğu uzun bir süre daha içyağı mumlarını kullanıyordu.

19 yy kimyacılar yağdaki hayvansal gliserinden, yağ asitlerini ayırarak daha kaliteli mumların yapımına olanak veren maddeleri (Katılaştırıcı olarak kullanılan stearik asit. İçyağı asidi) üretmişler. Süreç içinde mum malzemesi yapmakta yeni işlemler öğrenilmeye ve uygulanmaya devam edilmiştir.
Mum yapımında yeni bir etap ispermeçet yağıyla başlar. İspermeçet balinasının kafa boşluğundan elde edilen ispermeçet yağı 1800 yıllarının hemen başında keşfedilir (Balina katli için bir sebep daha oluşmuş ve soy yok etme dönemi hızlanmış). İspermeçet eskinin sevilmeyen içyağıyla karıştırıldığında daha sert, daha dayanıklı ve daha az is çıkaran bir mum elde edilir. 1825 yılında fitil kullanılmaya başlandı. Fitil mumların daha da dayanıklı olmasını sağladı.

1850 yıllarında ise petrolün yan ürünü olan parafin keşfedilir. Parafin ticari kullanım için işlemden geçirilir, ağartılır ve kokulandırılır. Her şekli alabilir ve yanma ömrü uzundur, bugün mumlarda en yaygın olarak kullanılan maddedir.

Yanış süresini uzatmakta, mumun kokusu ve ışık şiddeti kadar önemli bir konuydu. Araştırmalar sonucunda daha uzun yanan mumu, sertleştirici (Wax. Kullanılan bitkilere göre özellikleri ve kullanım sahaları değişen kremsi madde. Saç bakımından mum yapımına kadar. El ile oynanan toplu sporlarda sporcuların topu daha iyi kavrama için ele sürülmesinden araba boyasını korumaya kadar) geliştirmekle elde etmişler. Hem şeffaflaşma elde edilmiş hem de yaz aylarında ya da sıcak ortamlarda hemen eğilip bükülen, yumuşadığı için kolayca tükenen mumlar yerine, 40 derece sıcaklığa dayanan mumlar elde etmişlerdir.

Önce petrol ve gaz lambalarının yaygınlaşması, ardından elektriği ışığa çeviren ampulün bulunması ile de mumun önemi gittikçe azalmış, yoksul insanların kullanımına kalmaya başlamıştır.

Elektriğin icadından önce, mumlar, gaz lambalarıyla birlikte aydınlanmanın en önemli araçlarından olmuşlardır. 21. yüzyılda ise; mumlar daha çok süs eşyası konumundadırlar.
Doğum günü pastalarının üzerinde, şık görünmesi istenen yemek masalarında. Yumuşak, ılık bir ambiyans oluşturulmak istenen her yerde. Tek amacı değişmeyen kullanım dinsel çerçevesi içinde kalmış denilebilir. Modern elektrikli mumlar yedi kollu şamdamlar olduğu halde hâlâ klasik mumlar kullanılmakta. Tanrıyı sembolize edeninden, gizli tanrı ikonluğuna kadar her yerde aydınlatma amacı dışında kullanılmaktadır. Özetle; mumlar geçmişten bugüne, pek çok dinde ve dinsel ayinlerde kullanılmaktadır.

Günümüzde ev ve iş yerlerinde, dekorasyon objesi olarak kullanılan mumlar; kutlamalar ve meditasyonlarda ortam oluşturmak, solumak için kullanılıyor. Hediye olarak da çok tercih edilen mum; hepimiz için sakinlik, romantizm ve güzel dilekler demek!

SOYA MUMU ORGANİK ESASLI MUM
Soya fasulyesinden elde edilen yağlarla hazırlanan mum çeşitlerine soya mumu denir.
Soya mumunun özelliklerini parafin esaslı mumlarla kıyaslayarak maddelersek özetle:
Soya Mumları hem sağlığını hem çevresini düşünen mum severlerin tercihidir.
Soya mumları tamamen bitkisel olup doğal ürünlerdir.
Soya mumları daha temizdir, içinde toksin olmayan ve soluması zararlı olmayan bir yanışı vardır.
Hayvansal katkı maddesi bulunmadığından vegandır.
Parafine gibi sağlık riskleri oluşturmaz.
Kullanım süreleri diğer mumlara göre daha uzundur.
Doğada kolaylıkla çözünebilirler.
Keskin ve güzel bir koku yayarlar.
Kokusunun kişiyi sakinleştirici etkisi bulunur.
Ortamdaki iç havanın kalitesini artırırlar.
Doğal bitkisel bir kaynak olduğu için çevreye zarar vermez. Geri dönüşüm ürünüdür.
Dekoratif malzeme ve hediyelik eşya olarak kullanılabilirler.
Soya mumunun ilginç bir özelliğiyse eridiği zaman losyon olarak kullanılabilir. (Erimiş soya mumu koku barındırmaya devam eder. Ellendiğinde eriyikte kalan bitki yağlarının parmaklara verdiği yumuşaklık hissedilir)

PARAFİNLİ MUM
Aslında bir petrol atığı olan parafin en kolay bulunabilen ve en zararlı mumdur. Ham petrolün rafine işlemi sırasında ortaya çıkan bir atıktır. Bu kaba atık kullanılabilir hale getirilmek için ağartılıp kokulandırılır. Böylece ortaya bildiğimiz mumların üretiminde kullanılan beyaz mumsu maddeye dönüşür.

Parafin Mumların Kimi Kötü Yanları:
Parafin yandığı zaman duvarları ve hatta ciğerlerinizi isle kaplayan bir petro-karbon isi üretir.
Parafin tolüen gibi toksinler üretir ki bunlar akciğer kanserine yol açarlar.
Parafin astımı olan insanlarda nefes sorunlarına yol açar. İs havalandırma sisteminize yapışır ve sürekli olarak havayı kirletir.
Parafin astımı olan insanlarda nefes sorunlarına yol açar. Sık parafinli mum kullanımı solunum yolu kanserlerinin ve hastalıklarının riskini artırır.
Havalandırılmamış bir alanda çok sayıda parafin mumunun yakılmasının, cilt ve solunum yolu tahrişi gibi sorunlara yol açabileceği de ortaya çıkmıştır..

Günümüzde petrol ürünü olan parafin yerine soya fasulyesinden elde edilen soya yağını esas alan mumlar ön plana çıkmıştır. Soya mumu soya fasulyesinden elde edilir, sürdürülebilir kaynaklardan oluşan bitkisel bir hammaddedir.
Bitkisel bir kaynak olduğu için çevreye zarar vermez ve tamamen doğaldır.

SOYA ve PARAFİN MUM KIYASI
Soya mumu toksinlerden arınmıştır. Kanserojen ve kirletici maddeler içermez.
Yapılan bir araştırmalarda, yanan parafin mumlarının astım ve akciğer kanserine bağlı zararlı dumanlar verdiği tespit edilirken, aynı araştırmada soya mumlarının toksik kimyasallar yaydığı tespit edilmemiştir.
Soya yağı bitkisel ürün iken, parafin ise rafine bir benzin yan ürünüdür. Bu açıdan bakıldığında parafin mumlu ortam, sürekli petrol solunan mekanlar gibidir.

Havalandırılmamış bir alanda çok sayıda parafin mumunun sık sık yakılmasının, parafin mumuyla ilişkili cilt ve solunum yolu tahrişi gibi sorunlara yol açabileceği de ortaya çıkmıştır. Parafin mumu üretimi sırasında, rengini siyahtan beyaza değiştirmek için endüstriyel güçte ağartıcı kullanılması da işin bir başka sakıncası. Çünkü bu ağartma işlemi mumda dioksin bırakır.

Ayrıca; soya mumu parafin mumuna göre daha uzun süre yandığı gibi soya mumundaki esanslar daha temiz ve güçlü yanar. Soya fasulyesinden elde edilen yağlarla hazırlanan mum çeşitlerine soya mumu denir.

Soya bazı (Soya Wax. Soya bazı) 1 kg soya fasulyesi yağından üretilmiş %100 doğal soya mum malzemesidir. Tanımsal ve tarifsel olarak bir nevi soya parafinidir. Yandığında toksin madde yaymadığı gibi is ve duman yapmaz.
Soya bazındsan yağılan mum çeşitleri %100 doğal olduğu gibi içeriğinde hayvansal madde bulunmadığı için de vegandır.
Doğada kolaylıkla çözünebilir ve geri dönüşümü yapılabilir. Bu sebeple ne insan ne de çevre sağlığı için herhangi bir tehdit oluşturmaz.
İçeriğinin temiz olması ve kimyasal herhangi bir madde olmaması sebebiyle diğer mum çeşitleri gibi yandığında zararlı gaz salımı yapmaz.
Dolayısıyla kronik solunum yolları hastalığı bulunan kişilerin, çocukların, hastaların, hamilelerin bulundukları ortamda rahatlıkla yakabilir.

Soya mumunun rahatlatıcı kokusu insan zihni ve bedeni üzerinde pozitif etkilere sahiptir.
Yakıldığı ortamdaki atmosferi pozitif kılar ve ortamın solunan havasını ve algılama ambiansını yumuşatır. Bu sebeple iyileştirici ve yatıştırıcıdır.

Zihni; sinir, stres, öfke, korku, kaygı gibi negatif duygulardan arındırır. Daha pozitif ve daha mutlu olmamızı sağlar.
Bedene rahatlık verip zihni arındırdığı için rahat bir uykuyla dinginlik daha da artar. Dolaysıyla güne daha enerjik devem edilir ya da başlanır.
Dolayısıyla negatif duyguların olumsuz etkisi sebebiyle günlük hayatta gerçekleştiremediğimiz sorumluluklarımızı yerine getirmemize yardımcı olur.

Kimileri rahatlatan, kimileri zihni açan, kimileri uyanık kalınmasını sağlayan, kimileri ise odaklanmamızı sağlayan özelliklere haiz mumular soya yağı ile elde edilebilir. Bu tür algılamalarda ve ortam oluşturmada birinci önem elbetteki kokulardadır. İşte bu nedenden dolayı soya mumları da yapıldıkları kokulara göre farklı etkilere sahip olmaktadırlar.

Etkileşimleri birbirlerine çok yakın olmasına rağmen, her birinin ihtisas sahibi yapıldığı özellikleri vardır. Bu açıdan ortak ve birbirlerine çok yakın etkileri göz önüne alındığında, mum seçimi hoşa giden kokularına göre seçilmelidir. Birçok çeşitten alınamıyorsa bu yöntem en kestirme yol olarak benimsenebilir.
Soya mumu bedene ve zihne koku yoluyla sirayet ettiğine göre, ruhsal rahatlık ön planda tutulduğuna göre en hoşa giden kokulardan başlamak elbetteki en doğru seçim yoludur. Eğer zorunluluk, alerjik etkilenmeler söz konusu değilse.

SOYA MUMU ÇEŞİTLERİ

Lavanta, Soya Mumu:
Gün içinde çok yorulan zihnimizi lavantanın sakinleştirici özelliğinden faydalanarak dinginleştirebiliriz. Yatıştırıcı etkisi sayesinde strese karşı en etkili aromaterapi mumudur. Özetlenirse; depresyon, stres, kaygı, huzursuzluk gibi ruhsal sıkıntıların etkisi altında hissedildiğinde geleneksel kokuya sahip lavantalı soya mumu kullanılabilir.
Lavanta aromalı mumun en önemli özelliklerinden biri de meditasyon ve yogaya yardımcı olmasıdır. Lavanta mumunun hafif, rahatlatıcı ve sakinleştirici kokusundan faydalanmak mutlaka iyi gelecektir. Rahatlatıcı bitki çayı eşliğinde lavantalı soya mumu atmosferinde sakinleşip gevşenelebilir.

Yasemin Soya Mumu:
Dünyadaki kadın kokularının oldukça büyük bir kısmı yasemin çiçeği kökenliymiş. Tercihlerin bu yöne kayması insanları etkisi altında bırakmasının yanısıra temizliğin ve arınmışlığın sembolü kabul edilmesi onu vazgeçilmezler arasına koymuş olmalı.

Zinde hissettirmesinin dışında, modunuzu yüksek tutmak, depresyon ve kaygıyı azaltmak için de tercih edebilirsiniz. Güçlü ve tatlı kokulu yaseminin en bilinen faydası stresi azaltmasıdır. Ayrıca kendimizi daha enerjik ve zinde hissetmemizi sağlar.

Sandal Soya Mumu:
Sandal ağacı aroması girdiği her ortamın enerjisini değiştiren ve sakinlik veren benzersiz bir kokuya sahiptir. Solunum, bağışıklık, kalp ve beyin üzerinde iyileştirici etkisi bulunmaktadır.
Sakinleştirici yumuşak bir kokuya sahip olan sandal ağacı, dinginlik için çok eski yıllardan beri kullanılmaktadır. Sandal ağacının aromalı soya mumunun, negatifliği yok edip pozitifliği getiren özelliği bulunmaktadır.

Meditasyon için en çok tercih edilen aromaların başında gelir. Güçlü bir sakinleştirici özelliği olan aroma, solunum yolu ile vücuda girdiğinde beyin nöronları üzerinde harekete geçirici güç uygulamaktadır. Bu sebeple mutsuzluk, stres, üzüntü, kızgınlık, korku gibi duyguların giderilmesini sağlar. Piskolojik rahatlatma sağlaması, solunum yoluyla vücuda alındığı zaman beyin nöronlarının harekete geçmesi nedeniyledir.

Vanilya Soya Mumu:
Vanilya, çağrıştırdığı tatlar ve hissettirdiği duygular sebebiyle mutluluk veren kokuların başında geliyor. Ruhsal ve fiziksel olarak canlandırıcı etkisi de diğer bilinen özelliğidir. Vanilya kokusu mental ve beden enerjisini yükseltir ve vücudu rahatlatır. Uyumadan hemen önce yakılırsa stres ve kaygı gibi kötü duyguları azaltır ve daha iyi bir uyku verir.

Manolya Soya Mumu:
Manolya kokusu oldukça yumuşaktır. Sinirleri rahatlatır ve mutluluk verir. Bu sebeple üzgün anların en büyük pozitif destekçisi durumundadır. Manolya kokusunun “aşk tazeleyen” koku olduğuna inanılır. Bu sebeple manolya kokulu soya mumu; hissedilen ilişkilerin gerginlik zamanları için ya da tartışmalar sonrasında sakinleşmek için yakılabilir.

Melisa Soya Mumu:
Melisa beyinde serotonin salgılanmasına yardımcı olduğu için daha mutlu vakit geçirmemizi sağlayan nadir kokulardan biri… Yatıştırıcı özelliği sayesinde gerginliği azaltarak günün yorgunluğunu alır. Melisa kokulu aromaterapi meditasyon mumu özellikle uyku problemi olan kişiler için en iyi tercihlerden biridir. Etrafa yaydığı koku aynı zamanda baş ağrısına da iyi gelmektedir.

Kahve Soya Mumu:
Kahve kokusunun enerji verici ve motive edici etkisi vardır. Diğer taraftan mental rahatlıkla oluşan algılama süreçlerini hızlandırır. Rahat bir bedenle rahat bir uykuyu hazırlar. Kaygıların, gerginliklerin, günlük negatif olayların ve uykusuzluğun sebep olduğu stresi azaltır.
Bu kazanımlarla, pozitiflik seviyesiyle gün içerisinde sorunlar daha hafif gelecek ve daha kolay çözülür hale gelecektir. Daha hızlı düşünebilme imkanına kavuşulacaktır. Gerginlikten, asabiyet denilen sinirli yapıdan, stresten arınmış bir zihinle zorlukları bertaraf eden farklı çözüm yolları çabucak geliştirilebilir.

BALMUMU MUMLARI
Balmumun doğal tatlı bir kokusu vardır ve bu koku yağlarla hoş bir şekilde karışır.
Balmumu, istikrarlı şekilde daha uzun ömürlü ve temiz yanar.
Balmumu, yanarken is çıkarmaz.
Balmumu, iyonlaştırmayı artırdığından hava kalitesini arttırır.

PALMİYE YAĞI MUMLARI
Palmiye yağı mumları kandil yapılırken başvurabileceğimiz başka bir alternatiftir. Hindistan’daki palmiye ağacının yağından yapılır ve son zamanlarda daha çok rağbet görmektedir. Ağacın hurması toplanır, presten geçirilir ve birçok ürün için rafine edilir. Bu ürünlerden biri de palmiye mumudur.

Palmiye mumu, doğal ve yenilenebilir bir mum kaynağı oluşturur (İmalat, malzemeleri seçimi ve hijyende dikkat ve özen olursa)
Palmiye mumu, kolay şekil aldığından yapım dolaysıyla maliyet üstünlüğü taşır.
Palmiye mumu, adak ve sütun mumlar için kullanılabilir.
Palmiye mumu, hem soya esaslı mumdan hem de balmumu esaslı mumdan ucuzdur.
Palmiye mumu, kokuyu soya mumundan da iyi muhafaza eder ve yararlanma süresini uzatır.
Palmiye mumu, kokuyu iyi muhafaza ettiğinden başlangıç anındaki ilk koku dozunu bitim noktasında da sunar.
Palmiye mumu, toksin madde konusunda soya yağı mumu gibi zararsızdır. Parafinli mumunun zararlı etkilerini taşımaz.

AROMATERAPİ MUMLARI
Aromaterapi mumu, aromaterapi amacıyla uçucu yağlarla harmanlanmış organik mum bazları kullanılarak yapılmış bir mum olabileceği gibi, organik mum bazının kokular ve yağlarının harmanı ile hazırlanmış bir mum olabilir.

Aromaterapi, fiziksel ve duygusal olarak sizi iyileştirmeye ve dengelemeye yardımcı olmak için bitkisel yağların iyileştirici etkilerinden yararlanılan alternatif bir bütünsel terapi şeklidir.

Aromaterapi, doğanın şifalı ellerinden çıkan en faydalı bitkilerle yapılan bir terapi yöntemidir. Peki, bu terapi şeklinin tarih sahnesine ilk çıkışı ve günümüzdeki konumu nedir?
Aromaterapi, yaklaşık 6000 yıllık köklü bir geçmişe sahiptir. İlk kez eski Mısır uygarlığı tarafından mumya yapımı için kullanıldığı bilinmektedir. Eski Çin uygarlığı tarafından da o çağlarda tanrıya şükranın bir ifadesi olarak aromaterapi yağları ve bitkileri kullanılmıştır.

Bitki özlerinin güzellik ve tedavi maksadıyla ilk kullanımı ise eski Yunan medeniyetlerinde meydana gelmiş. Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü zamanlarda aromaterapi, banyo sonrası birtakım masaj teknikleriyle kullanılmaya başlanır. (Eski Romalılar aromaterapi için kullanılan yağları eski Arap ve Hint medeniyetlerinden ithal ediyorlarmış)

Aromaterapinin insan vücudu ve zihni için kullanılmasının en büyük nedenlerinden biri, hem fiziksel hem de mental anlamda rahatlamayı ve iyileşmeyi sağlayan dinamik bir etkisinin olmasıdır. Oldukça güçlü bir etkiye sahip olan aromaterapi, insan zihninin koku alma hissini harekete geçirir.
Bu nedenle bazı insanlar, belirli kokuların duygusal ve bazen fiziksel sağlık koşullarını tetikleyebileceği bilinciyle aromaterapiye çok önem vermektedir.

Aromaterapi binlerce yıl şifa niyetine kullanılmış olup, son dönemlerde de alternatif tıp olarak popüler hale gelmiş ve doktorlar tarafından bile birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanmış.
Aromaterapi özellikle idrar ve solunum yolları enfeksiyonu gibi virüs kaynaklı hastalıklarda, her türlü uyku problemi rahatsızlığında, sindirim sistemi rahatsızlıklarında, bölgesel olarak görülen ağrılarda, cilt rahatsızlıklarında ve son yılların en önemli hastalığı strese karşı birebir kullanılmaktadır.

Koku ve koklama yoluyla mental ve bedensel rahatlamanın ve dinginleşmenin bir yolu da aromaterapi mumlarından geçiyor. Koku duyusunun beyni ve vücudu ciddi ölçüde etkilediği zaten bilinen bir şey. Dinginliği bedene ve ruha sağlayan aromaterapi uygulamalarından yararlanabilmenin birçok yolu var.

Hem görsel hem de nefeslenme açısından önem kazanan en pratik araçlarından olan aromaterapi mumlarıysa, eteri (uçucu, esansiyel) yağlardan faydalanmanın en kolay uygulamalarından biri olarak öne çıkıyor.
Bu ve benzeri nedenlerin yanı sıra sağladığı faydalar nedeniyle terapistler, duygusal dinginlik ve zihinsel arınma için aromaterapi mumlarını tavsiye ediyorlar. Tavsiye ediyorlar çünkü; aromaterapi mumları, genel sağlığı geliştirmek ve stresi azaltma konusunda popüler olmalarına yaraşır bir üstünlük sergiliyor.

Aromaterapi mumları, mesarasyon, damıtma, soğuk pres yöntemleriyle elde edilmiş olan bitkilerin, çiçeklerin ve ağaçların eteri (uçucu, esansiyel) yağlarının kokulandırdığı özel mumlardır.

Eteri yağlar yoğunlaştırılmış uçucu maddeler içerir. Bu maddelerin her birinin stresi azaltma, depresyonu iyileştirme veya migren baş ağrılarını azaltma gibi zihinsel ve duygusal faydaları öncelik kazanmıştır.
İltihap kurutma, vücudu temizleme, kadın adet döngüsünü düzenleme gibi sağlıksal faydaları da vardır.

Aromaterapi mumları bedensel ve ruhsal sağlığı iyileştirmeye yönelik homeopatik (Alternatif tıp tedavi yöntemi. Vücudun kendi kendine tedavi etmesine yardımcı olma yöntemi olarak özetlenebilir. Hastada ortaya çıkması muhtemel maddeleri, dış yardımla tedavi sahasına sokabilme gibi) bir uygulamadır.

Aromaterapinin fiziksel sağlık üzerindeki etkileri de oldukça büyüktür. Aromaterapi için kullanılan bitkisel ve uçucu yağlar; kas ağrılarını ve diğer sebeplerden kaynaklı ağrıları hafiflettir, dolaşım sisteminin iyileşmesini ve daha iyi çalışmasını sağlar, sinüs tıkanıklığının hafiflemesini sağlar ve güçlü bir antioksidan görevi görür.

Aromaterapinin cilt sağlığı üzerinde meydana getirdiği olumlu değişimler de bulunmaktadır. Çeşitli bitkilerden elde edilen ve zengin antioksidanlar içeren bitkisel yağlar; cildin nem dengesini korur ve hücresel düzeyde çalışarak daha genç, parlak ve sağlıklı bir cilde sahip olmayı sağlar.

AROMATERAPİNİN KABUL GÖREN ETKİLERİ SIRALANIRSA:
Aromaterapi mumlarının yaydığı koku solunum sistemi vasıtası ile kan dolaşımına karışır ve vücudun enerji noktalarını uyardığından psikolojik ve fiziksel durum üzerinde pozitif yönde etkili olur.
Aromaterapi mumları, hem tedavi hem meditasyon yaparken hem de bulunduğunuz ortama mükemmel bir enerji katar.
Aromaterapi mumları, içeriğindeki kokuya bağlı olarak zihinsel berraklık, enerji ve canlılık verir.
Aromaterapi mumları, baş ve migren ağrılarını da rahatlamak için kullanılmasında çokça fayda vardır.
Aromaterapi mumları, gerginlik ve stresi azaltmaya yardımcı olur.
Aromaterapi mumları, anksiyete ve paniği azaltıp çöküntü halinden çıkartır
Aromaterapi mumları, daha kolay bir hamilelik ve doğum sağlar.
Aromaterapi mumları, uzun süreli kronik hastalıklarla mücadele etmede kullanılabilir.
Aromaterapi mumları, muhteviyatındaki bazı kokular sayesinde ağlayan çocuğu sakinleştirip, nefes rahatlığı sağlar.
Aromaterapi mumları, ambiyansı kuvvetlendiren, hoş bir hava sağlaması yolunda mükemmel bir alternatiftir.

HANGİ KOKUYU SEÇMELİ:
İnsanların kendilerine uygun olanı seçme konusunda kararsız kalmaları, çeşitler arasında boğulmaları, deneysel olarak sonuca ulaşma çabaları üreticileri ya da aromaterapi uzmanlarını sınıflandırmalara yöneltmiştir. Adeta aromaterapinin reçetelerini oluşturmuşlardır.
Çünkü esansiyel yağlar (Uçucu yağlar. Eteri yağlar), yağ özlü kokular menşeileri itibarıyla birtakım özellikleri bünyelerinde barındırmakta. Bu özellikler bazen sadece bir bitki ve grubuna aitken, bazı durumlarda o özelliği taşıyan birçok bitki ve grubu olabiliyor.
Aromaterapi uygulamaları göstermiştir ki, esansiyel yağlar (eteri yağlar) sağlığa çok çeşitli katkılarda bulunuyor. Ama bu sağlığı insanlara veren bitki yağlarında ise farklı faydaları içeriklerinde taşıyan birçok çeşit var.

Fiziksel faydalar sağlayan yağlar olduğu gibi tamamen zihinsel ve duygusal sorunları çözmeye yardımcı olabilen yağlarda vardır. O nedenle, koku yoluyla faydalanılan bitki ve yağlar kategorize edilerek, insanların seçimine sunulmuş. Aromaterapi mumlarında en çok kullanılan ve tercih edilen eteri/esansiyel yağların dökümü yapılarak listelenmiştir. Şöyle bir tasnifleme oluşturulmuş.

Gevşeme ve stres azaltma:
Papatya: stres azaltma, sakinleştirici etkisiyle bilinir. Papatya beyni yavaşlatarak uykunun kalitesini arttırır.
Tarçın: hayli yaygın olarak kullanılan sakinleştirici etkisi olan bir kokudur.
Günlük: çok sakinleştirici bir koku olması dolaysıyla stresi ciddi biçimde azaltır.
Limonotu: (Yalancı Melisa) mental ve fiziksel tükenmeyi kaldırır
Lavanta: stres belirtilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olan sakinleştirici bir kokudur.
Portakal Çiçeği: uykusuzluğa iyi gelir çok ağlayan bebekleri sakinleştirip uyutmada kullanılmaktadır.
Sandalağacı: yağı ve kokusu etkili bir stres azaltıcıdır.
Mandalina: stres azaltıcı ve keyif arttırıcıdır.

Kaygıyı azaltan moral düzelticiler
Bergamot: çok güçlü bir moral düzeltici olarak bilinmektedir.
Limon: tıpkı turunç ve portakal gibi insanın kendini iyi hissetmesinde çok etkilidir.
Limonotu: (Yalancı Melisa) neşeli ruh haline yardımcı olur.
Portakal çiçeği: asabiyeti azaltır ve dengeli bir ruh hali verir.
Gül: insana moral verir ve tatmin duygusunu güçlendirir.
Vanilya: aynı şekilde moral verici, gevşetici ve sakinleştiricidir.

Anksiyete ve depresyon
Bergamot: depresyonu ve mesnetsiz korkuyu azaltan moral verici bir narenciye kokusu vardır.
Papatya: doğal gevşeticidir ve endişeleri ve çöküntü hislerini azaltır.
Günlük: anksiyete ve panik ataklarla mücadelede yardımcı olabilir.
Melisa: genellikle doğal antidepresan olarak kullanılır.
Portakal çiçeği: endişeli ruh halini alarak denge getirir.
Portakal: depresyonu azaltıp mutluluğu artırır.
Nane: depresyon ve genel kaygıyla mücadele de çok yardımcıdır.
Turunç panik atakları uzak tutmaya yardımcı olur. Gül: antidepresan özellikleri vardır.

Afrodizyak/iktidarsızlık ve cinsel soğukluk
Karanfil yağı: baharatlı, uyarıcı kokusuyla cinsel fonksiyon bozukluklarını düzeltmesiyle bilinir.
Portakal: iktidarsızlığı ve kadınların cinsel soğukluğunu kaldırmaya yardımcı olabilir.
Vanilya: başa hoş bir his veren doğal bir afrodizyaktır.

Zihinsel netlik ve odaklanma
Karanfil yağı: zihinsel yorgunluğu kaldırır ve net, keskin odaklanmayı getirir.
Tarçın zihni berraklaştırmak ve düşüncelerden kurtulmak için birebirdir. Günlük duyuları ve zihni açar ve yaratıcı düşünceyi güçlendirir.
Mür: sakinliği artırır ve meditasyona yardımcı olur.
Küçük Hindistan Cevizi: beyindeki bulanıklığı alır ve düşünceyi netleştirir.
Sandalağacı: mesnetsiz korkuları kovar.
Nane: zihni temizler enerji verir.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Mumları yangın riskini önlemek için tutuşabilir nitelikteki nesnelerin yanına asla koymayınız.
Çocukların ve hayvanların ulaşamayacağı bir yerde muhafaza ediniz.
Hava cereyanından, 40°C’den fazla ısıdan ve güneş ısıtmalarından koruyunuz.
Mumları söndürdükten sonra hemen dokunmayın.
Yanmış ve söndürülmüş mumların yerini değiştirmeden önce yeterince soğuduğundan emin olunuz.
Mumları daima görebileceğiniz alanlarda yakınız.

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla