DOĞAL SABUN

KATKISIZ SABUN

Doğal malzemelerle yapılan
Doğal kokulu, doğal renkli
Doğal özlü, doğanın sentezi sabun

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

DOĞAL SABUN

SAFRAN, LAVANTA, ZEYTİNYAĞ

MUM, AROMATERAPİ

SAFRAN ve SAFRANLI ÜRÜNLER

BEL BOYUN, KAS AĞRILARI

DOĞAL EL YAPIMI SABUN

Sabun; organik yağ asitlerinin sodyum (Na) veya potasyum (K) maddelerinin oluşturduğu tuzlarından birinin su ve yağ ile reaksiyonu sonucu oluşur.
Su, Yağ ve Sodyum hidroksitin (NaOH) ya da Potasyum hidroksitin (KOH) oransal olarak (potasyum hidroksit yerine yanmış ağaç külü. Ananevi metod. Çamaşıra kül katma gibi. Vezüv yanardağının kullanılan küllerden hareketle Roma'lıların bügünkü sabunun temelini atmaları gibi) asitle (Burada asit yağ. O nedenle saflığı çok önemli) reaksiyona sokulmasıyla elde edilen bileşiğin adıdır sabun. Baz ve asitin su ile reaksiyonu da denilebilir

Sodyum ve potasyum maddelerinin reaksiyona girmesi sonucunda ortaya aslında tuz olan sabun ortaya çıkmaktadır. Bileşiğinde oluşan hidrofobik (Moleküllerin sudan kaçınma özelliği ve suları itme özelliği. Nano teknolojisinin kullandığı özelliğin temeli. Suların kümelenip, topak topak olup yüzeylerde tutunmaları da bu özelliklerinden dolayıdır. Nano tekniğinde Yüzeylerin kir tutmaması ile çiğ tanesinin yapraklardaki hali görsel örnek olarak verilebilir) kısmın, yağ ve kir parçacıkları sarabilme kabiliyeti sabunun temizleme özelliğini ortaya koyar.

Milattan çok öncelere Mezopotamya’ya Sümerlere dayandırılan bir geçmişe sahip olan sabun, yazının bulunması dolaysıyla tabletlere işlenmesine kadar eskilere dayandırılmaktadır. Form olarak bizim sabunlardan uzakta da olsa insanların temizlik amacıyla kullanması M.Ö. 6000 yıllarına dayandırılmaktadır. Başka formlarda ama temizlik maddesi olarak kullanıldığı bilinmekte.

M.Ö 2000-3000 yıllarında ise, Sümerler sabun maddesinin yer aldığı birtakım yazıları tabletlere işlemişler. Sabun yapım tarifinin yer aldığı bu tabletler bu konudaki ilk yazılı belge konumundadır.
Özellikle Roma kaynaklarında özellikle hem temizlik hem de sağlık aracı olarak kullanıldığı belirtilmiş. Çok değerli hediye durumundaki sabun, çeşitli kokularla desteklenerek insanların vazgeçilmezi olmuştur.

Bu işin temelini atan ve sabun yapımına ilham veren, iç yağ, kül ve suyun karışımıyla ortaya çıkan temizlik kolaylığıymış. Nehir kenarında bazı yerlerde yoğunlaşan bu birikintilerin temizleme kabiliyetleri insanları arayışa itmiş. Bu farklılığın keşfiyle, sabunsu madde/harman hayvan yağlarının kül ile harmanlamasıyla elde edilmiş.

İlerleyen zamanda iç yağların yerine bitkisel yağlar, kokular ilave edilerek sabunun temelleri atılmış. İtalya'da Vezüv yanardağının patlamasıyla yok ettiği Pompei' deki lav örtüsü altında kalan toprakta sabun kalıpları bulunmuş.

Temizlik maddesi olarak sabunsu madde üretimi ilk olarak 7-8. yy'da başlamış ve Avrupa'da meslek haline gelmiş. Modern sabun imali, 19. yüzyılda Fransız kimyager, Michel Eugène Chevreul'ün sabunun bir yağ asidi tuzu olduğunu göstermesinden sonra gelişmiştir.

Bitkisel sabunlar, insanların çok eski çağlardan beri kullanılan temel temizlik ürünleridir. Bitkisel sabunların kanıtlanmış birçok faydası vardır. Özellikle hassas ciltlerde oluşan sivilcelenme, kırışıklık ve ciltte sarkma, saç bakımı gibi hassasiyetleri olanlar bitkisel sabunları kullanmaktadır.

Osmanlı'da ise sabun yerine soda, çöven, saparma, zabun otu, süt kökü, kaşık otu, acı ağaç, kılaya kavuğu, tavşan kulağı, hint kestanesi gibi çeşitli bitkiler kullanılırmış. 11. yüzyılda sabun kullanılmaya başlanmış. Osmanlıda sadece saray için üretim yapan sabunhane, sancaklarından biri olan Edirne'de 17. yüzyılda başlamış.

Özellikle meyveli olarak üretilen sabun beğenildiğinden çokça rağbet görmüş. Yabancı misyonlara hediye edilecek kadar değerli ve kıymetli özel sabunlar üretilmiş. Halka ulaşıp talep arttıkça sabun üretimde artmaya başlayınca, Osmanlıda sabunculuk önemli bir esnaf kolu olur.
Hem temizlik hem süs hem hediyelik hem de çeyizlik olarak rağbet görür. 19.yy da sabunculuk ve özellikle meyve sabunları Edirne'nin en önemli ticaret geliri olmuş.

Bugün Edirne'nin sabunda önde olması, bu tarihi geçmişi olan geleneksel üretime sahip çıkıp, çokca çeşitlendirip insanlara sunmalarındandır. Meyveli sabunları neredeyse birebir aynı yapma seviyesine gelen Edirne hala bu konuda lider durumundadır.

Sabunun gelişmesiyle sabun üreticilerinin yanında kozmetik sanayii, ilaç sanayii, endüstriyel ürünler gibi çeşitli sektörlere de etkisi olmuştur.
Sabun, temizleme amacı yanında kozmetik, losyon, krem, sprey, ilaç yapımında kullanılır. Temizlik kullanımı dışında endüstride boya sanayiinde, su geçirmez tekstil üretiminde kullanılır. Sabun ayrıca metal çekme iş kolunda, sentetik kauçuk ve plastik üretimi yapan sanayide kullanılmaktadır. Metallerin paslanmasını önleyici işlemlerinde yardımcı malzeme olarak kullanılmaktadır
(Sabunun en büyük olumsuzluğu sert sularda zor köpürmesidir. Köpürme faaliyeti olmayınca sabun etkisini yitirir. Bunun nedeni ise sert suda bulunan magnezyum ve kalsiyum ile sabunun etkileşmesidir)

EL-EV YAPIMI SABUN Kimyasal maddeleri saymazsanız aslında sabunların hepsi doğal yapıda oluşur. Doğallıkta dikkat edilmesi gereken en önemli husus sabun eldesin de kullanılan yağların cinsi, elde ediliş metodları, yağ içerinde saflığını bozan katkısal maddelerin miktarsal ve oransal varlığıdır. Yoksa; en masum haliyle içerisine ilave edilen koku, renk, çeşitleme malzemeleri doğal yapıyı katılan malzemelerin doğallığı halinde bozmaktadır.

Bu ve benzeri farklılıklardan dolayı sanayi sabunlarının bir kısmı için; "kimyasal katkılı kokteyller" denilebilir. Cilde hatta ciğerlere zarar verecek kimyasallarda içeriğinde bulunabileceğinden deriyi yaşlandırır. Cilt bakımı ve rahatsızlıkları için umut beklenirken iyileşme sürecini uzatır. Fayda beklenirken allerjik reaksiyonlara sebep olabilir.

Doğal formda üretilen el-ev yapımı sabun sağlıklı bir cilt için gerekli olan anti-oksidan, vitamin, mineral ve besin maddelerinden zengin bitkisel yağlardan üretilir.
El-ev yapımı sabun ciltte kaşınma, kuruluk gibi sorunları giderdiği gibi sedef, egzama, tahriş, sivilce ve cilt enfeksiyonu gibi cilt hastalıklarını önler ve tedavi sürecine destek olur. Cildi besler ve cilt hastalıklarının iyileşmesine katkıda bulunarak sağlıklı cildi ortaya koyar. Dolaysıyla el-ev yapımı sabunların tercih edilme nedenlerinin başında kullanılan malzemelerin saflığı ve kalitesi gelmektedir.

SABUNLARIN FAYDALARI Bitkisel sabunları ülkemiz genelinde, yörelerine göre çeşitlilik göstermektedir. Her yörenin kendine has özellikleri ile yetiştirilen bitkilere göre bitkisel sabunlar üretilmektedir. Öne çıkan yörelerde üretilen ve oldukça rağbet gören sabunlar yine onların bildirimlerinden hareketle aşağıda detaylandırılmıştır.

Tüm sabunlar, doğal saf bitkisel yağlar ve malzemeler kullanıldığı varsayılarak aşağıdaki faydalar sıralanmıştır. Kimyasal katkısı olmayan, parabensiz, slikonsuz, ağır metal içermeyen imalatlarla elde edilenlerdir.

Sabunların genel kullanım biçimleri: Yıkanma amacıyla değil de faydası gözetilerek kullanıldığında sabunu yüzünüzde köpürtün. 1-2 dakika bekletip ılık su ile durulayın. Cilt yapınıza göre ikinci kez tekrar edin. Islak saçta köpürtün. 1-2 dakika bekleyip ılık su ile durulayın. Küçüklükten beri acısını bildiğimiz ve dersini aldığımız göz ile temas ettirmeme gayretine sadık kalınmalıdır.

SAFRAN SABUNU
Dünya'nın en pahalı ve zor elde edilen bitkisidir. Mutfaklar kadar tıp alanında şifa malzemesi olarak çok rağbet görür. Baharat ve ilaç elde ediminde kullanılan bitkilerin kraliçesi kabul edilir. Safranlı içeceklere "Sıvı Güneş" tanımı kullanılır.
Cildi sıkılaştırır, dinçlik ve parlaklık verir, hücreleri besler, sinirleri uyarır, kasları gevşetir stresi önler, yatıştırır.
Cilde parlaklık ve yumuşaklık verir.
Ciltte görülen yaşlanma belirtilerini geciktirir ve giderir.
Cildi sıkılaştırma ve gençleştirme özelliği en bariz özelliğidir.
Sivilceler üzerinde oldukça etkilidir.
Sedef hastalığına karşı çok faydalıdır.
Sağlıklı bir görünüm kazandırır.
Kırışıklılara karşı oldukça etkili olup cildi gerginleştiri.
Cildi gençleştirir. Cilt renk kayıplarını önler.
Ciltteki lekelere karşı etkilidir,
Antiseptik ve anti bakteriyel etki ile arındırıcı özelliği yüksektir.
Egzama, mantar, parazit gibi rahatsızlıklara iyi gelir.
Cilt gözeneklerini açar etkisini içlere iletir.
Stresi azaltır, relaks durumunu hâkim kılar.
Sinirler üzerindeki baskıyı alır. Uykusuzluğa çare denilebilir.
Kasların kastığı damarları rahatlatmasıyla kan dolaşımını rahatlatır.
Kan dolaşımının önündeki engelleri kaldırmakla kalp üzerindeki yükü alır.
Damarları genişletmesiyle kötü (LDL) kolesterol oluşumlarını önler ve yavaşlatır.

ZEYTİN YAĞLI SABUN
Zeytinin bütün minerallerinin bünyesinde barındıran zeytinyağlı sabun çok eski çağlardan beri kullanılmaktadır.
Kendine has özel bir kokusu olan sabun bol E vitamini içerir.
Saçları besler, doğal bir yumuşaklık kazandırır.
Cilt hücrelerini besler.
Cildi nemli tutar.
Ölü hücreleri temizler.
Ciltte oluşan enfeksiyonları giderir.
Güneş ışınlarının (UV) zararlı etkilerinden koruyan tabaka oluşturur.
Saçları yumuşatarak taramasını kolaylaştırır.
Saçların elektriklenmesini önler.
Saçlarını parlaklığını arttırır.
Besleyicidir ve saçlarınızı daha hızlı uzatır.
Saçlardaki dökülmeleri önleyici özelliği vardır.
Saç olmayan noktalarda bile saç çıkarıcı etkisi vardır.
Kepeklenmeye müsaade etmez.

KANTARON SABUNU
Doğanın insanlara sağlık hediyesi denilebilecek mucizevi bir bitkidir.
Ciltte oluşan lekelerin giderimin de çok etkilidir.
Ciltteki renk farklılıklarını giderir.
Cilde parlaklık verir.
Sivilceler üzerinde oldukça etkilidir.
Sağlıklı bir görünüm kazandırır.
Ciltte görülen yaşlanma belirtilerini geciktirir ve giderir.
Kırışıklılara karşı oldukça etkili olup cildi gerginleştirir.
Antiseptik ve anti bakteriyel etki ile arındırıcı özelliği yüksektir.
Cilt üzerinde oluşan yüzeysel yaraları tedavi eder.
Ciltte oluşan enfeksiyonları giderir.
Cilde yumuşaklık verir.
Cildi sıkılaştırma ve gençleştirme özelliği en bariz özelliğidir.
Saçları besler. Saç çatallanmalarını, seyrelmelerini önler.

LAVANTA SABUNU
Hoş kokusuyla sunduğu uyarıcı etkisi cilde tazelik verir. Cilde ve görünüme canlandırıcı etkisi vardır.
Ciltte akne, sivilce gibi sorunları giderir.
Ferahlatıcı etkisiyle stresi önler. Sinirleri yatıştırır.
Bedenin rahatlamasına etki eder.
Ciltte yağ dengesini sağlayarak, doğal bir koruma kalkanı olur.
Vücutta oluşan kokuları giderir. Ciltte kalıcı yumuşaklık oluşmasına neden olur.
Zona hastalığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
Saçlarda oluşan kepeklenmeyi giderir.
Saçlara canlılık verir, yanıklarda, doku bozulmalarında ve sivilcelerde tedavi edici özelliktedir.
İltihaplanmaları önleyici, hücre yenileyici ve sinirleri yatıştırıcı özellikleri vardır.
Yanıklara ve sivilcelere, doku çürümelerinde canlılık kazandırır.
Cildi tahriş etmeden antiseptik özelliği sayesinde doğal koruma etkisi gösterir.
Ferahlatıcı ve rahatlatıcı özelliğiyle, hoş kokusu ve uyarıcı etkisiyle cilde canlılık ve tazelik verir.
Lavanta sabunu cildi ve saçları tonik etkisiyle temizler.

DEFNE SABUNU
Defne sabunu egzama, mantar, parazit gibi rahatsızlıklara iyi gelir.
Varisten muzdarip olanlar defne sabunuyla rahatlayabilir. Defne sabunuyla yıkanan bölge rahatlar.
Ciltte oluşan iltihaplanmalara, enfeksiyonlara, yüzeysel yaralara iyi gelir.
Akne ve sivilce oluşumunu hem engeller ve iyileştirir.
Ölü hücrelerin ciltten atılmasını hızlandırır
Yüzde oluşan sivilceleri kurutur ve mikrobik yapıyı temizleyerek tedavi eder.
Defne sabunu kullanımından sonra gözenekler genişler ve temizlenir. Bu yolla cilt daha nefes almaya başlar.
Defne sabunu kullanımıyla, hücreler yenilenir, cilt sıkılaşır ve toksinler daha rahat dışa atışır.
Saçta oluşan kepek sorununa iyi gelmektedir. Kepeğin oluşumu engeller ve kepeği bitirir.
Saçların dökülmesini engeller.
Saç derisinde oluşan ve kuru saçları onararak tedavi eder.
Mantar ve deri hastalıklarına karşı çok faydalıdır.
Terletici olduğundan toksin atımında yararlılık gösterir.
Antiseptik özelliklere sahiptir. Antiseptik özelliğinden dolayı tüm vücut parazitlerine karşı etkilidir.
Egzama ve mantara bire birdir.
Defne sabunu saklanırken kapalı bir dolapta muhafaza edilirse doğal kokusu ile haşerelerin çoğalmasını ve barınmasını engeller.

ZAHTER / KEKİK SABUNU (Hatay yöresel kekiği)
Gün içinde yaşadığımız stresi atmamıza yardımcı olur.
Antiseptik oluşu sayesinde derideki birçok hastalığa, gelir.
Egzama ve mantara bire birdir.
Sedef hastalığına iyi gelmektedir.
Ergenlik sivilcelerini yok eder.
Derideki gözenekleri açar ve rahatlatır.
Zahter kekiği sabunu kan dolaşımını arttırır.
Cilt üzerindeki siyah noktaları temizler.
Ölü hücreleri ve gözeneklerdeki toksin maddeleri temizler.
Pullanmayı önler.

ARDINÇ KATRAN SABUNU
Hassas ciltlerde ve saçlarda dengeleyici ve besleyici özelliğe sahiptir
Antiseptik oluşu sayesinde derideki birçok hastalığa, gelir.
Sedef hastalığına iyi gelmektedir. Akne oluşumunu engeller, siyah noktaları yok eder,
Ciltte meydana gelen egzama ve mantara bire bir iyi gelir.
Deri hastalıklarında, selülit tedavisinde faydalıdır.
aristen muzdarip olanlara iyi gelir.
Uyuz ve benzeri cilt sorunlarında etkilidir.
Kaşıntılara, kızarıklıklara, tahrişlere iyi gelir.
Ciltte oluşmuş lekelerini yok eder.
Saç diplerini besler ve saç dökülmesini engeller.
Ayak sağlığını ve ayak kokusunu yok eder
Romatizma ve kramplarda tedavi edicidir.

ARGAN SABUNU VE FAYDALARI
Antiseptik özelliklere sahiptir. Antiseptik özelliğinden dolayı tüm vücut parazitlerine karşı etkilidir.
E vitamini sayesinde antioksidan özelliğe sahiptir.
Saçların bakımlı olmasını sağlar.
Saç diplerini besler ve saç dökülmesini engeller.
Antioksidan özelliğe sahip bir doğal sabundur.
Yaşlanmayı yavaşlatır, kırışıklıkları, yıpranmaları giderir.
Argan sabunu saç derisinin zarar görmesini engeller
Olumsuz hava şartlarına karşı cildin korunmasına yardımcı olur.

ADAÇAYI SABUNU
Hücre yenilenmesinde etkindir. Derideki dolaşımı hızlandırır.
Cildi sıkılaştırıcı özelliğe sahiptir
Antiseptiktir ve antibakteriyeldir, cilt ve saçlarda derinden temizlik yapar.
Gözenekleri açar cilt hücrelerinin kanla dolmasına yardımcı olur.
Antiviral (virüsün etkisini önleyen) özelliğinden dolayı uçuk tedavisinde faydalı olmaktadır.
Akne tedavisinde, siyah noktalarda etkindir.
Mantar hastalıklarına karşı da iyidir.
Kas ağrılarını giderici etkisi vardır.
Kasları gevşetir. Damar ve sinirlerde oluşan kas sıkıştırmalarını önler.
Kan dolaşımını rahatlatır dolaysıyla kalp üzerindeki yükü azaltır.
Deri hastalıklarında, selülit tedavisinde faydalıdır.
Yara iyi edici olarak çok faydalıdır.
Saç bakımı kepek oluşumunu engelleyici özelliği vardır.

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla