SAFRANLI SÜZME BAL

SAĞLIKLI YAŞAMA AÇILAN KAPI

Kıymeti kendinden menkul Safran,
Besinlerin en değerlisi Bal,
Bir araya geldiğinde ortaya çıkan sağlık iksiri...

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

“BİTKİLERİN KRALİÇESİ SAFRAN
ve
ARILARIN YAŞAM İKSİRİ BAL

SAFRAN BAHARATI

SAFRAN YAĞI / EXTRANT

SAFRAN ÇİÇEĞİ REÇELİ

SAFRANLI SÜZME BAL


SÜZME BAL

Günlük enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayabilecek potansiyelde olan bal, en doğal haliyle enerji ve vitamin deposudur. "Bal arılarının salgıladığı enzimlerle, yine arıcılarca birleştirilen çiçek nektarının harmanlanmış hali" denilebilir bala.
Özetlenmiş haliyle bal; arılarca çiçeklerden toplanan nektarların- polenlerin arı enzimleriyle yoğrulmasıyla ortaya çıkmış tatlı bir besindir. Görüldüğü gibi balın faydalarına katkı sağlayan en önemli unsur, içerdiği vitaminler ve minarelerdir

Kahvaltıların en değerlisi ve sevileni olan şifa deposu bal; karbonhidrat (100 gram balda 82 g karbonhidrat) bakımından zengin olan balda B1, B2, B3, B5, B6 ve C vitaminleri (100 gramda 0,5 mg) yanısıra 0.3 g protein, 6 mg kalsiyum, 2 mg magnezyum, 4 mg sodyum ve 52 mg potasyum, demir, klorür ve fosfat içerir.

Bal içerdiği flavanoidler (ajan kimyasallar, bileşikler. Örneğin, zararlı oluşumları, kanser hücrelerini araması, bulma ve sistemi uyarma işlevliler) sayesinde kansere yol açan hücreleri, maddeleri bulur, sistemi uyarır.
Bal içerdiği flavonoidler (ajan kimyasallar, bileşikler) sayesinde ayrıca kötü kolesterol (LDL. İyi kolesterol HDL) oluşumlarını bularak sistemi uyarıp engellenmelerine ve yok olmalarına (elbette birey kolesterol yapıcı yiyeceklerden hatta stresten uzak duruma şartıyla) sebep olurlar.

Bal içeriğindeki besleyici ve tamamlayıcı mineraller ve bileşiklerle bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Bağışıklık sistemini güçlendiren doğru bir takviyedir. Bağışıklığı güçlendirmesiyle bal; grip, nezle, salgın, enfeksiyonlara ve soğuk havalara karşı iyi bir şekilde hazırlanmayı sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendiren ve tehditler karşısında bağışıklık sistemini devreye sokan bileşikler içerdiğinden tümör gibi oluşumlarında önüne geçer.

Bal kanın pıhtılaşmasını önleyen "cholin" maddesi içermektedir. Kan pıhtılaşmasını yavaşlatarak damar tıkanıklığa karşı etkin bir role sahip olan bal, bu yönüyle kan akışının hızlanmasını, tıkalı bölgeleri de kolayca aşmasını sağlayarak kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Yüksek kan basıncının kalbi yorduğu göz önüne alındığında bal, kalbin üzerinde oluşan baskıyı gideren ve kriz riskini azaltan besin kaynağı olarak görülebilir.

Kanı temizleyip damarlarda içerdiği "cholin” maddesi ile pıhtılaşmayı önleyen bal, karaciğerin yağ dengesini ayarlar, yağlanmasını engeller, dolaysıyla karaciğerin onarılmasına yardım eder. Bu yönüyle bal, Bal içerdiği mineraller, bileşikler ve enzimleri ile böbrek ve karaciğer hastalıklarında da yararlılık gösterir.

Bal, kansızlığın giderilmesi ve sağlığın korunması için çok önemli bir mineral olan ve hemoglobin üretimine olanak sağlayan demir ile yüklüdür. Demir; kansızlığı gidermede, hastalıklar ile mücadele etmeyi, anemi ve diğer kan hastalıklarını tedavi etmede önemli bir mineraldir. Kansızlığı azaltması ile; üşüme, yorgunluk ve vücutta zayıflık gibi durumları giderir.

Yine içeriğindeki bakır ve magnezyum, kalsiyum mineralleri sayesinde kemik gelişimine katkıda bulunur. Kemik yoğunluğunun azalmasıyla oluşan kemik erimesinin önüne geçer. Kemiklerde ve eklemlerde oluşan kireçlenmelerin önüne geçer ve tedavi eder. Tırnakları ve saçları güçlendirir. Tırnak ve saç kırılmalarını önler.

Bal; magnezyum içerdiğinden, kramp, kasılmalar, gerginlik gibi kas sertliklerini engeller. Kaslar üzerindeki pozitif etkisi sayesinde kalp ve dolaşım sistemi (kardiyovasküler sistem) üzerindeki baskıların azalmasını sağlar. Kan basıncını düzenlemesi nedeniyle kalp krizi riskini azaltırken, kan basıncını doğal olarak dengeler ve yüksek tansiyonu düşürür ve rahatlıkla dengede tutmaya başlar.

Dolaşım sistemini rahatlatması, bedeni dinginleştirmesi, stresten uzak tutması, kan seviyesini yükseltip kan kalitesini artırması nedeniyle beynin daha iyi çalışmasını, zihnin açılmasını, odaklanmanın artmasını sağlar. Bir bakıma, enerji metabolizmasını düzenleyici, sakinleştirici özelliğiyle doğal anti-depresantdır.

Dolaşım sistemini rahatlatması, bedeni dinginleştirmesi, stresten uzak tutması, kan seviyesini yükseltip kan kalitesini artırması nedeniyle beynin daha iyi çalışmasını, zihnin açılmasını, odaklanmanın artmasını sağlar. Özellikle alzheimer gibi giderek artan bir hastalığa karşı koruyucudur.

Başlı başına enerji sağlayıcısıdır. Protein ve yağı enerjiye çevirir, beynin enerji kaynağı gri hücreleri canlı tutar. Enerjik ve mutlu kişilerin oluşmasında rol oynar.
Anne adaylarına katkıları hem anne hem de taşıdığı bebek için tamdır. Gelişme çağındaki çocukların bünye, beyin ve iskelet yapıları için önem arzeden bal, sporcular içinde vazgeçilmez bir gıda ve enerji kaynağıdır.

Hücreleri yenileyen bal, metabolizmayı genç tutması yanısıra cilt hücrelerini yenileyerek cildi güzelleştirir, cilt hastalıklarının oluşumunu ölü hücreleri yok ederek engel olur. Matlığı giderir canlılık kazandırır. Aynı şekilde saçlara, saç köklerine ve tırnaklara da olumlu katkılarda bulunur.

Ağız kokusuna neden olan bazı bakterilerin bir kısmını öldürebildiği için ağız kokusu gidericiliğiyle doğal bir nefes tazeleyicidir. Antimikrobik ve antiseptik olması nedeniyle bal, ağız ve boğaz hastalıklarına iyi geldiği gibi, balgam söktürücü özelliği de vardır. Solunum yolu hastalıklarına fayda sağlar.

Doğal tada ve aromaya sahip bal, doğal nektarlardan ve arı enzimleri harmanlanarak oluştuğundan diyabet hastalarının kullanabileceği bir besin kaynağıdır. Kontrollü kullanıldığında insülin direncini ayarlayan ve onun üzerinde (doktor tavsiyesi ve doz ayarı ile) kontrol mekanizması olabilir.
Bal, ihtiva ettiği enzimler ve bileşikler ile sindirim sistemini düzenler, mide ülserine karşı etkili olur.

SAFRAN

Zafran veya Kesar olarak da bilinen safran, Crocus sativus çiçeğinin ipliklerinin toplanıp kurutulmasıyla elde edilen bir baharattır. Crocus sativus çiçeği, stigma olarak bilinen iplik benzeri, koyu kırmızı renkli yapılardan oluşur.

Sarı rengine ve yüksek maliyetine atıfta bulunan safran, genellikle "Altın Baharat" olarak anılır. Safran, 4 bin yıldan fazla bir süredir gıdalarda baharat ve renklendirici olarak kullanılmaktadır.

Safran, antioksidan görevi gören çeşitli bitki bileşikleri içerir. Bu antioksidanlar arasında krosin, krosetin, safranal ve kaempferol bulunur. Hücrelerinizi oksidatif strese ve serbest radikallere karşı (maddelerin oksitlenerek moleküler yapı oluşturmalarını önler) korumaya yardımcı olurlar. Safran, virüslerin hücrelere girişini ve virüsün çoğalmasını önleyerek antiviral etkilere sahiptir.

Bilim adamları, safrandaki aktif bileşiklerin beyin koruyucu kimyasalları (nörotropinler)artırabileceğini, antioksidan savunmayı artırabileceğini ve stres hormonlarını azaltabileceğini varsayıyorlar.

1- Cilt Bakımının Faydaları
Anti-inflamatuar bileşen, cildinize lekesiz bir parlaklık kazandırmak için besler. Bu nedenle, birçok güzellik kremi ve diğer kozmetik ürünler safranı birincil içerik olarak kullanır. Cilde parlak bir dokunuş verir ve yumuşak ve esnek olmasını sağlar.
Diğer tüm faydaları gibi, safranın antioksidan özelliklerinden de kaynaklanmaktadır. Safranın antioksidan içeriği, serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olarak size harika bir cilt verir.
Safran sivilcelerden kurtulmak için çok faydalıdır. Antibakteriyel özelliklerinden dolayı safran, sivilcelerin yanı sıra akne tedavisi için oldukça faydalıdır.

Safran cilt parlaklığı ve doku kazanımında, pigmentasyon yapısında, yaraların iyileşmesinde, leke ve aknelerin giderilmesinde faydalıdır.

2- Kalp Fonksiyonu
Araştırmaya göre safrandaki antioksidanlar kardiyovasküler hastalık riskini azaltabilir. Safranda bulunan flavonoidler (casus maddeler), özellikle likopen ek koruma sağlayabilir.
Safran potasyum açısından zengindir. Bu nedenle, düzenli safran alımı kan damarlarını genişletmeye yardımcı olur. Damarlarınızdaki tıkanıklığı daha da ortadan kaldırır. Böylece safran, kalp durması ve felçleri önlemek için kan basıncınızı düşürür.

Aynı zamanda kan damarlarındaki ve atardamarlardaki yağ birikintilerinin tıkanmasını da engeller. Bu nedenle, kalp krizi veya ilişkili kalp rahatsızlıkları riskinizi azaltır.
Bir araştırma, düzenli bir diyetin parçası olarak safran tüketen Akdeniz bölgesi halkının daha az kalp hastalığı vakası bildirdiğini gösteriyor.

Kolesterol düşürücü faydaları da vardır. Ayrıca krosetinin varlığı kanınızdaki kötü (LDL) veya zararlı kolesterolü düşürür.

3- Cinsel İşlev
Cinsel işlev bozukluğunu tedavi etmek, safranın eski geleneksel kullanımlarından biridir. Ve bazı araştırmalar safranın cinsel ve üreme sağlığını iyileştirebileceğini gösteriyor. Araştırmalara göre, bitkisel afrodizyak içeren takviyeler libidonuzu artırır.
Safran hem erkekler hem de kadınlar için afrodizyak özelliklere sahip. Bu nedenle, düzenli olarak kullanılan safran, erektil işlevi önemli ölçüde iyileştirebilir.

4- Antioksidan
Safran, kalp hastalığı, obezite, Alzheimer hastalığı ve diyabet gibi durumlara yardımcı olan güçlü anti-inflamatuar özelliklere sahip bir antioksandır.
Antioksidanlar, serbest radikalleri nötralize ederek (maddelerin oksitlenerek moleküler yapı oluşturmalarını önler) oksidatif stresi azaltan moleküllerdir.

5- Antikanser Etkileri
Safran antioksidanlarla doludur. Yıkıcı serbest radikalleri etkisiz hale getirir. (Serbest radikaller, kansere neden olabilecek tümörlerin üretimine yol açar)
Safrandaki antioksidanlar özellikle kolon, deri, prostat, akciğer, yumurtalık ve rahim ağzı vb. kanser hücrelerini hedef alır ve baskılar. Sağlıklı hücreleri koruyarak büyümelerini engellerler.
Safran'ın potansiyel anti-kanser etkilerine vücutta krosetine dönüştürülen ana kimyasal krosin aracılık eder. Crocetin, kanser hücrelerini seçici olarak hedefleyebilir ve onları öldürebilir. Bunu kanserli proteinlerin üretimini engelleyerek ve hücre ölümünü (apoptoz) artırarak yapar.

6- Diyabet- T2D
Şeker hastasıysanız, diyetinize safran eklemelisiniz. Bu, kan şekerini yönetmeye veya kontrol etmeye yardımcı olur.
Safran yağıyla birlikte şeker seviyelerinin yanı sıra diyabetle mücadele, doktorlar kadar birçok profesyonel tarafından da kanıtlanmıştır.

Araştırmaya göre, safran hidroalkolik özü, T2D hastalarında açlık kan şekerini azaltarak kan şekeri kontrolünü iyileştirebilir. Safran insülin duyarlılığını artırabilir. Kas hücrelerinde safran, glikoz kullanımını ve kan dolaşımından glikoz alımını arttır.
Düzenli olarak safran yağı tüketmek kan şekerinizi kontrol altında tutar. Ancak bu, tek başına fayda sağlayacak sihirli bir yağ değildir. Avantajları elde etmek için ekstra çaba sarf etmeniz gerekiyor.

7- PMS (Adet dönemi) Belirtileri)
Safranın en eski geleneksel kullanımlarından biri, adet öncesi sendromun veya PMS'nin tedavisidir. PMS (Adet dönemi) semptomları arasında ruh hali değişimleri, kramplar, şişkinlik ve akne yer alır.
Araştırmada; safran kokusuna 20 dakika maruz kalma, PMS (Adet dönemi) semptomlarını önemli ölçüde azaltarak düzensiz dönemleri iyileştirmiş.

8- Kilo Kaybı
Safrandaki diyet lifi, daha uzun süre tok hissetmenizi sağlar. Bu nedenle safran takviyesi tüketen kişiler önemli ölçüde tok hissederler. Ayrıca diyet lifi iştahı azaltır ve sağlıksız atıştırmayı azaltır. Sonuç olarak, aşırı yemek yemenizi önler ve kilo kaybını artırır.

9- Depresyon
"Güneş ışığı baharatı" unvanlı safran, ruh halinizi yükseltir. Bir antioksidan olan safranaldan kaynaklanır. Pek çok takviye, hafif ila orta derecede depresyon tedavisinde etkili olduğu için safran kullanır.

10- Alzheimer Hastalığı
Araştırmalar safranın Alzheimer ile mücadeledeki etkinliğini vurgulamaktadır. Düzenli safran takviyesi alımının Alzheimer hastalarında daha iyi bilişsel işlevlere yol açtığını göstermektedir. Antioksidan özellikler, beyninizde beta-amiloid protein birikimini engeller.

11- Görme-Göz
Birkaç gözlem, safranın yaşa bağlı makula dejenerasyon bozukluğu (AMD. Sarı nokta) öyküsü olan yetişkinlerde görme yeteneğini iyileştirdiğini göstermektedir. Ayrıca safrandaki antioksidan özellikler, AMD (sarı nokta) ile ilişkili serbest radikal hasarına karşı koruma sağlar.

12- Beyin Sağlığı
Öğrenmeyi ve hafızada tutmayı teşvik eder: Son araştırmalar ayrıca safran özütünün, özellikle de krosinin, yaşa bağlı zihinsel bozuklukların tedavisinde yararlı olduğunu göstermiştir (Japonya'da safran kapsüllenir ve parkinson hastalığı, hafıza kaybı ve iltihaplanma tedavisinde kullanılır)

13- Yara İyileşmesi
: Antioksidanlar hücre hasarını azaltmaya ve önlemeye yardımcı olur ve bazı hastalıkların riskini azaltır. Safran durumunda, antioksidan özellikleri, bir dizi hastalıkla bağlantılı bir durum olan iltihabı azaltmaya yardımcı olur. Enflamasyonu azaltır ve bir antioksidan görevi görür

14- Kemik Sağlığı
Menopozdan sonra birçok kadın, artrit ve osteoporoz gibi durumlarla sonuçlanan kemik sağlığı sorunlarından muzdariptir. Bu, kemik sağlığını korumaktan sorumlu olan hormon (östrojen) seviyelerindeki değişiklikler nedeniyle oluşur.

15- Astım
HTarihsel olarak safran, geleneksel tıpta akciğerlerdeki spazmları ve astım ataklarını tedavi etmek için kullanılmıştır. Safran koklamanın aromaterapi seansı eşdeğerinde olduğu bilinmekte.

16- Karaciğer Sağlığı
Karaciğer hasarı olanlarda safran, karaciğerde yüksek düzeyde toksik proteinlerin ve yağ birikimlerinin düzeylerini azaltır.

17- Bağışıklığa Katkısı
Soğuğa karşı koruma: Safran uyarıcı bir toniktir ve soğuk algınlığı ve ateşi tedavi etmede çok etkilidir; safran süte karıştırılarak alına sürülür ve üşümeyi çabucak giderir.
Safran, diğer kan hücrelerinin seviyelerini etkilemeden beyaz kan hücresi sayısını artırır.

18- Fiziksel Performans
TSafrandaki aktif kimyasallar, karotenoidler adı verilen bir grup moleküle aittir. Bu moleküller enerji arzını ve gücü iyileştirebilir.
28 sağlıklı erkek üzerinde yapılan bir çalışmada, 10 gün boyunca safran takviyesi kas gücünü arttırdı ve reaksiyon süresini iyileştirdi.

19- Ağrı
Safran, geleneksel tıpta yaygın olarak afyonlar ve diğer ağrı giderici maddelerle birleştirilmiştir.
Bazı ağrı türleri, nöropatik ağrı gibi yaygın ağrı kesiciler kullanılarak tedavi edilemez. Nöropatik ağrı sinirlerde oluşur ve fibromiyalji ve diyabet gibi belirli durumların bir belirtisidir ve yaralanmalardan kaynaklanabilir.

20- Saçlar
Yamalı kellikte: Meyan kökü ve sütle karıştırılmış safran, alopeside saç büyümesini teşvik etmek için etkili bir topikal uygulama yapar.

SAFRANIN YAN ETKİLERİ
Diyetinize veya vitamin rejiminize safran da dahil olmak üzere herhangi bir tür bitkisel takviye eklemeden önce daima doktorunuzla konuşun.
Örneğin, hamilelik sırasında düşük dozlar güvenli olabilirken, yüksek dozlarda safran düşükle bağlantılı olabilir, bu nedenle hamile kadınlar dikkatli kullanmalıdır.
Safran takviyesi ile yan etkiler nadiren görülse de mide bulantısı, baş dönmesi, uyuşukluk, iştah değişikliği, baş ağrısı, ağız kuruluğu gibi rahatsızlıklardır.
Bazı insanlar safranda bulunan karotenoidlere karşı alerjik reaksiyonlar gösterebilir. Bu reaksiyonlar genellikle kurdeşen, burun tıkanıklığı veya nefes almada zorluk şeklinde ortaya çıkar. UZUN süre YÜKSEK dozda safran almak kırmızı kan hücresi sayısını azaltabilir.

SAFRANLI BALIN FAYDALARI:

SAFRAN ve BAL:
1.Kan dolaşımına ve kalp sağlığına katkıda bulunur.
2.Bal ve safran , kanı toksin/zehirlerden temizler (detoks) .
3.Safran-Bal karışımı kötü kolesterolü (LDL) düşürür.
4.Safran Anti-inflamatuar (iltihap önleyici) özellikler taşır.
5.Etkili bir doğal afrodizyaktır.
6.Cinsel yaşama katkı sağlar.
7.Safran ve Bal karışımı serotonin üretimini artırır.
8.Depresyon, kaygı gibi ruhsal duyguları engeller.
9.Stres, gerginlik ve kas kasılmalarını azaltır.
10.Sindirim sistemini dengeler ve bağırsak sağlığını korur.
11.Tokluk hissi ile kilo vermeye yardımcı olur.
12.Öksürük ve boğaz ağrısı için doğal bir çaredir.
13.Kas güçsüzlüğünü, eklem ve sırt ağrılarını giderir.
(Akşam, bir bardak ılık süte bir çorba kaşığı 'Safranlı Bal')
14.Safran ve Ballı yüz maskesi tüm cilt tipleri için uygundur.
15.Ciltteki sivilce, akne, izleri azaltır. Ten rengini açar.
(Sabah, 1 bardak ılık süte 1 çorba kaşığı 'Safranlı Bal')
16.Yemeklere ve salatalara eklenir.
17.Sıvı kokteyl / soğuk-sıcak içecek hazırlanabilir.

son

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla