PORTAKAL YAĞI

PORTAKAL KABUĞU YAĞI

Yanıkları, Yaraları iyileştirir.
Egzama, Sivilce, Akne, Sedef ve Lekeleri giderir.
Erken yaşlılık çizgilerini, renk kayıplarını önler.
Ağrıları, kanamaları, mantar oluşumunu önler.

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

TURUNCUDAN SAĞLIĞA

PORTAKAL KABUĞU YAĞI


SAFRAN YAĞI/EKTRANT

KANTARON YAĞI

ALABALIK YAĞI

SUSAM YAĞI

LAVANTA YAĞI

TATLI BADEM YAĞI

FITIK BEL BOYUN AĞRI



PORTAKAL KABUĞU YAĞI / EXTRANTI

Kışın insanların sıkı sıkıya sarıldığı portakal kabuğu ile de şifa dağıtmakta. Portakal kabuğu yağı özellikle cilt bakımı konusunda üstün faydalar sağlamaktadır. Bu nedenle uzmanlar portakalın yalnızca meyve kısmının değil, kabuklarının da kullanılması gerektiğini savunuyorlar. Hatta kabuğunda iç bölümünden çok daha fazla vitamin ve mineral içerdiğini söylerler.

Portakal kabuğu yağı, cilt üzerinde koruyucu besleyici bir film tabakası oluşturmakla kalmaz aynı zamanda ciltte oluşan sivilce ve aknelere, lekelere ve berelenmelere, cilt pullanmasına ve göz altı morluklarına karşı fayda sağlamaktadır. Böylece en önemli vasfıyla, cildi doğal olarak koruma işlevini yerine getirir.

Antioksidan içeren portakal kabuğunun faydaları sağlık sorunlarını gidermede önemli yer alıyor. Deri üzerinden emilimini sağlayarak vücudun zararlı maddelerin dışarıya atılmasında son derece yararlıdır.

(Antioksidan: yağların oksidasyonunu yavaşlatan maddeler. Oksidasyonlanma ile oluşan moleküler yapılar olan "RADİKALLER" ile savaşan maddeler. Antioksidan madde: Vücuttaki kimyasal süreçte oluşan oksitlenme ile ortaya çıkan serbest radikallerin -ör: damar yağlanması- meydana gelmesini önleyen ve onlarla savaşan)

(Radikal madde: Vücuttaki hücreler ve yemek-solunum yoluyla giriş yapan bileşimler parçalandıktan sonra büyük değişikliklere uğrar. Bu değişikliklere yol açan moleküler yapılara serbest radikaller denir. Bunlar vücudun yaşlanmasında, kemiklerin zayıflamasında, saç ağarmasında ve dökülmesinde, cildin yaşlanma- kırışma ve matlaşmasında, kalp krizi riskinin artmasında, farklı kronik dejaratif -oluşumunda tümör, travma veya yangı / iltihaplanma gibi etkenler bulunmayan- deformeye bağlı rahatsızlıklarda, eklem ağrılarında ve değişik kanser türlerinin oluşmasında etkin rol oynayan maddelerdir)

Portakal kabuğu yağı, ciltte oluşan kusurlar için en pahalı kremlerin dahi sunamadığı bir etki sağlamaktadır. Özellikle selülit oluşumunun giderilmesinde mükemmel sonuçlar sunar.

Portakal kabuğu yağı, ciltte oluşan sivilce ve aknelere de çözüm oluşturmaktadır. Hatta cilt lekeleri, göz altı morlukları bu yağ ile iyileştirilebilir. Portakal kabuğu yağının yüze uygulanması ya da portakal kabuğu yağıyla hazırlanan cilt maskesiyle tüm bu sorunlar giderilebiliyor.

Kirlenme yoluyla oluşan istenmeyen cilt yağlanmasını ve lekelenmesini önler.
Yanıklara, yaralara, tahrişlere, lekelere karşı etkilidir.
Cilde masaj yoluyla uygulanan portakal kabuğu yağı, hücreleri dolgunlaştıracak, besleyecek, pullanmaları giderecek, ölü hücreleri temizleyecek, çatlakları giderecek dolaysıyla parlak sağlıklı bir cilt elde edilmesini sağlayacaktır.
Masaj yoluyla uygulanan portakal kabuğu yağı dokuların iyileşmesine yardım edecektir. Kızarma, tahriş, çizilme gibi durumlarda hücre yenilenmesine destek olup iyileşme sürecini hızlandıracaktır.

Romatizmal ve eklem, atrit ağrılarını giderir.
Antiseptiktir, mikrop ve iltihap oluşmasını engeller.
Antideprasandır. Strese, sinire, üzüntüye iyi gelir.
Antifugaldır. Ayak mantarı gibi oluşumları yok eder.
Antiviraldır (virus, karşıtı) enfeksiyonlarla savaşır.

Mikrop ve bakterileri temizleyerek, bedenin daha sağlıklı olmasına yardım ederler.

Portakal kabuğu yağı gerçek bir doğal anti-enflamatuardır (ödem azaltıcı özelliğine sahip maddelerin ortak adı). Yararlı özellikleri, vücudunuzun yaşlanmasını, yaşlanma ve yaşam şartları sonucu oluşan yada yaşlılığa bağlı erken doku defarmasyonuna karşı bedeni korur. Gençlik verir.

Dolaysıyla inflamasyonu (vücudun iyileşmeye başlaması için hasarlı dokunun yerini belirleme ve ekarte etme. Vücudun herhangi bir hasara karşı verdiği koruyucu tepki) ve ciddi hastalıkların başlangıcını önlemek için oldukça yararlıdır.

Antifugal (iltihap önleyici), anti-enflamatuar (ödem azaltıcı) özellikleri yanısıra vücudun inflamasyon (iyileştirme fonksiyonu) sisteminin tetikleyicisi ve destekleyicisi olması nedeniyle, portakal kabuğu yağı mantarlaşmalara (özellikle ayak mantarı), enfeksiyonlara karşıda oldukça etkilidir.

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla