SUSAM YAĞI

SAĞLIKLI BEDEN OLUŞUMUNUN KAYNAĞI

Bedensel dinçliği ve mental dinginliği sağlar.
Cildi kaplayarak dış etkilere karşı kalkan olma,
Egzama, Akne, Sedef, Leke ve mantarı giderme,
Kas, beden ağrı ve kasılmalarını önleme,
Ciltteki kalıcılığıyla UV ışın ve güneşten koruma.

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

DOĞADAN VÜCUDA DOST!

DİNGİN BEDEN SAĞLAYICISI

SUSAM YAĞI


SAFRAN YAĞI/EKTRANT

KANTARON YAĞI

ALABALIK YAĞI

LAVANTA YAĞI

TATLI BADEM YAĞI

PORTAKAL KABUĞU YAĞI

FITIK BEL BOYUN AĞRI



SUSAM YAĞI - EXTRANT

Araştırmalara göre susam her derde deva mucizevi bir gıda olmasının yanı sıra, bedeni dış etkenlere karşı koruyan, besleyen, kasları işlevlerinde tutan, lenf düğümlenmelerinin oluşmasına, sinir sıkışması kaynaklı gerginlikleri gideren, dolaysıyla bedensel ve mental dinginliği kişiye sunan bir üründür. İçeriğindeki A, B6 vitamini, potasyum, kalsiyum, demir, sodyum, magnezyum gibi minerallerle lif (diyet lifi), flavonoidler, antioksidanlar, omega 6 yağ asitleri bakımından tedavi edici ve koruyucu bir besin kaynağıdır.

Susam yağıda zeytin yağı gibi tarihin en eski yağlı tohumlardan biri. Susam direk gıda olarak kullanıldığı gibi yağ olarakta yaygın olarak kullanılmaktadır. Besin olarak kullanılmasının yanısıra koruyucu ve tedavi edici özelliklerinden faydalanılmaktadır. Susam; içerdiği omega-6 yağ asitleri, flavonoid fenolik antioksidanlar, vitamin, lif ve potansiyel anti kanser özellikleriyle sağlık için önemli bir kaynaktır.

Susam; kendisini mucizevi bitkiler kategorisine sokacak sayısız faydaları ve üst derecede yararları olan bir bitkidir. Susam yağı, çeşitli rahatsızlıklar üzerinde gösterdiği tedaviye yönelik etkileri sunucunda, kullanımı tavsiye edilen bir ürünüdür. Sağladığı faydalar ve sağlıklı yaşama katkılarından dolayı kullanımı oldukça yaygındır.

Susam yağı, diğer özelliklerinin yanı sıra kalp ve damar sistemini destekler. Yüksek kan basıncını önlemekte etkilidir. Bu korumacılığıyla yüksek kan basıncının neden olduğu kalp krizi riskini düşürür. Tansiyon yükselmesi gibi birçok rahatsızlık riskini azaltır ve kontrol altında tutulmasını sağlar. Ağız yoluyla alındığında kasların ve sinir sisteminin gelişimini sağlar. Masajla birlikte cilde uygulandığında da kaslarının ve sinirlerinin gevşemesini sağlarken aynı zamanda dokuların absorbe ettiği mineralleri sayesinde kas ve sinir gelişimide sağlanır.

Susamın mono-doymamış yağ asidi ve oleik asit açısından zengin olması nedeniyle yağlı asitlerin % 50’sini etkisiz hale getirdiği görülmüştür. Oleik asit, kötü kolesterol olarak bilinen LDL seviyelerini azaltmakta diğer yandan kandaki iyi kolesterol olan HDL seviyelerini artırmaktadır. Bu haliyle susam, kolesterol seviyesini kontrol ederek koroner arter hastalığı ve felç gibi durumları önlemede faydalıdır.

Dolaysıyla susam yağı; damar içini önce yağ tabakasıyla plaklayıp (tabakalayıp) daha sonra tıkanmaya kadar giden süreci başlatan, damar tıkanmalarının/daralmalarının mimarı olan kolesterolün ilerlemesi engeller. Kolesterol ilerleyişinin durdurulmasıyla, geriye doğru temizlik amelyası başlatır. Damarlar temizlenip açıldığından, kan akışı normale döner, kalp rahatlar, görevini zorlanmadan yapar, damarların çeperleri, kalp kapakçıkları yüksek basınç altında çalışmaktan kurtulur. Normal işlevine kavuşan kalbin kriz seviyesi başka nedenler olmadığı sürece sıfıra inmiştir. Susamın sahip olduğu doğal yağlar nedeniyle kalp (kardiyovasküler) sistem üzerindeki yükü azalıp kan basıncını kontrol altına alır.
Kalp sağlığı için çok önemli olan, kasları gevşeterek damarların sıkışmasını ve kaslar tarafından sıkılmasını önleyen magnezyum -zengini de olması kalp sağlığının korunmasında önemli bir rol oynar.

Kalp ve dolaşım sistemi (kardiyovasküler sistem) üzerindeki zorlanmalar minimize hale gelmiştir. Yüksek tansiyon sorunu asgariye inerek kan basıncı dengeye kavuşur. Kan basıncını düzenlemesi nedeniyle kalp krizi riskini azaltırken, kan basıncını rahatça dengeler ve yüksek tansiyonu düşürerek dengede tutmaya başlar.

Dolaşım sistemini rahatlatması, bedeni dinginleştirmesi, stresten uzak tutması, kan seviyesini yükseltip kan kalitesini artırması nedeniyle beynin daha iyi çalışmasını, zihnin açılmasını, odaklanmanın artmasını sağlar. Bir bakıma, enerji metabolizmasını düzenleyici, sakinleştirici özelliğiyle doğal anti-depresantdır.

Yüksek kan basıncının kalbi yorduğu göz önüne alındığında Susam, kalbin üzerinde oluşan baskıyı gideren ve kriz riskini en aza indiren besin kaynağı olarak görülebilir.
Anksiyete durumunu önler: Susam anksiyetenin (endişe ve kaygı) azaltmasıyla bilinen temel vitaminler ve niasin açısından oldukça zengin bir kaynaktır. Tohumları 100 gramında günlük niasin ihtiyacının yaklaşık %28’ini barındırmaktadır. Böylece beyin içindeki GABA (y-aminobütirik asit) etkinliğini geliştirmek, anksiyete ve nevroz (sinir hastalığı) gibi durumların azalmasını sağlamaktadır.

Susam ve susam yağı, yüksek antioksidan madde olması sebebiyle, vücudu öncelikle serbest radikallere karşı korur. Antioksidan etkin maddeleri ile de kanın temizlenmesine yardımcı olur.

(Antioksidan: yağların oksidasyonunu yavaşlatan maddeler. Oksidasyonlanma ile oluşan moleküler yapılar olan "RADİKALLER" ile savaşan maddeler. Antioksidan madde: vücuttaki kimyasal süreçte oluşan oksitlenme ile ortaya çıkan serbest radikallerin -ör: damar yağlanması- meydana gelmesini önleyen ve onlarla savaşan madde)
(Radikal madde: Vücuttaki hücreler ve yemek-solunum yoluyla giriş yapan bileşimler parçalandıktan sonra büyük değişikliklere uğrar. Bu değişikliklere yol açan moleküler yapılara serbest radikaller denir. Bunlar vücudun yaşlanmasında, kemiklerin zayıflamasında, saç ağarmasında ve dökülmesinde, cildin yaşlanma- kırışma ve matlaşmasında, kalp krizi riskinin artmasında, farklı kronik dejaratif -oluşumunda tümör, travma, veya yangı / iltihaplanma gibi etkenler bulunmayan- deformeye bağlı rahatsızlıklarda, eklem ağrılarında ve değişik kanser türlerinin oluşmasında etkin rol oynayan maddelerdir)

Antioksidan özelliğinin yanı sıra, susamda bulunan temel vitamin ve mineraller kanser riskini azaltmaya destek olmaktadır. Magnezyum gibi güçlü anti kanserojen etkisi dâhil olmak üzere birçok minerali sunmaktadır. Aynı zamanda antioksidanlar da içeren susam serbest radikallerle savaşarak sinir bozucu etkilerini azaltmayı başarmaktadır. Susam lösemi, meme, akciğer, pankreas, kolon ve prostat kanserleri gibi kanser türlerini önlemede etkili olabilmektedir.

Anemi, kırmızı kan hücrelerinin eksik miktarda bulunması sonucu oluşan ve zayıflık ve soğukluk görülmesi ile kendini dışa vuran bir kansızlık hastalığıdır. Kan oluşumu için önemli olan demir deposu olan susam, ülkemizde çokça görülen kansızlık sorununa karşı etkili koruyucu bir besindir. Demir eksikliğinden kaynaklanan bu hastalıkta, demir eksikliğini gidermek için susam oldukça etkilidir.

Susam kansızlığın giderilmesi ve sağlığın korunması için çok önemli bir mineral olan ve hemoglobin üretimine olanak sağlayan demir ile yüklüdür. Demir; kansızlığı gidermede, hastalıklar ile mücadele etmeyi, anemi ve diğer kan hastalıklarını tedavi etmede önemli bir mineraldir. Kansızlığı azaltması ile; üşüme, yorgunluk ve vücutta zayıflık gibi durumları giderir. Bu rahatsızlıkları tedavi etmek için önem arzeden beyaz ve kırmızı kan hücrelerinin üretimini teşvik eder.

Hastalıklardan koruma, bağışıklık sistemini dinamize etme, sindirim sistemini insana 'yaşam konforu' sağlama seviyesine taşıma, sinir sistemindeki gerginlikleri giderme, yaşlanma belirtilerinin geciktirme, vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde devam ettirme olanağını sağlama, gibi önemli faydaları bulunan susam yağı bilim dünyası tarafından kabul edilen değerli bitki türlerindendir. Susam yağı gerek bitkisel tedavi ve alternatif tıp alanlarında gerekse ilaç elde çalışmalarıyla tıbbi disiplinde sıklıkla bilimsel araştırmalara konu olmaktadır.

Susam yağı ağrılara karşı oldukça etkilidir. Kalın ve yapışkan bir yapıya sahip olduğu için susam yağı içeriğiyle birlikte cilt tarafından kolayca absorbe edilebilmektedir. Masajla deri altı hücrelerinin emilimini kullanarak dokulara ve metabolizmaya şifasını aktaran susam yağı, hasarlı hücrelerin tamiriden, kan dolaşımın artırılmasına kadar bir dizi yararlılığa katkıda bulunmaktadır. Böylece masaj ya da ağrıyan bölgeye yapılan lokal uygulamalar, deri ve deri sinir uçlarıyla sınırlı kalmayıp bedenin ağrı, sızı gibi etmenlerden kurtulup relaks hale geçmesine olanak sağlar.

Böylece masaj sırasında kullanılan susam yağı,
İçeriğindeki kalsiyum seviyesinin yüksekliği ve bileşikleri sayesinde kemik gelişimine ve kemik sağlığına katkıda bulunur. Susam osteoporozun (kemik erimesi /kemik yoğunluğundaki düşüş) önlenmesinde büyük payı olan çinko ve kalsiyum açısından oldukça zengindir. Güçlü kemik yapısının sağlanması ve osteoporozun önlenmesi için önemi olan gerekli mineral ve vitamin kombinasyonlarının metabolizma tarafından emilmesini sağlar. Susam, uygun kalsiyumu emmesinin yanı sıra, çinkonun aşırı kalsiyum alımını önlemesi gibi dengeleri sağlar.

Özellikle gelişim çağındaki çocukların kemik gelişimine katkıda bulunurken, menopoz dönemi sonrasındaki kadınların en büyük sorunları arasında yer alan kemik erimesinin hızını düşürür. Aynı şekilde, düzenli kullanımıyla yaşlılıkla ortaya çıkan kemik erimelerini önlemede de faydalıdır. Ayrıca emziren annelerde süt miktarının artmasını da sağlar.

Her yaşta, bireyi etkileyen artrit (eklem iltihabı) ağrılarını dindirir. Bazen çok ağrılı nöbetler halinde nüksederek, kişiyi sosyal yaşamdan kopartacak seviyelere kadar götüren atrit ağrılarını, susam yağı giderebilmektedir. Susamın sahip olduğu bileşenler sayesinde romatizmalı ağrıyı gidermek ve artrit tarafından tutulmuş olan eklem, tendonlardaki inflamasyonu azaltmaya yardımcı olmaktadır.

Susam folik asit açısından zengin olduğu için hamile anneler için faydalı oldukça faydalıdır. Bebeğin DNA sentezi için gerekli olan folik asit ihtiyacı, hamilelikte alınan susam annelerin bu eksikliğini gidermektedir.

İçeriğini oluşturan bol miktardaki lifli (Diyet yapanlara çok faydalı olduğundan "diyet lifi" denir) yapısı, bağırsaktaki su dengesini emilimi ile dengede tutar. Bağırsaklardaki su kaybına yol açan ishal oluşumunu engellediği gibi, oluşan zehirli ishalin (mikrobik), vücuda zarar veren mikrobik zehirselliğini depoladığı sıvıyı salarak dışa atılmasını sağlar. Liflerin (diyet lifleri olarak adlandırılırlar) bünyelerinde depoladığı su ve mineraller ile vücudun ihtiyacını, bağırsak emilimleri yoluyla giderir ve sıvı kaybını telafi eder. Diyet lifleri elbette sadece ishal oluşumunu değil kabızlığa neden olan sıvı yetersizliğini de yine bünyesinde depoladığı sıvıyı salarak engel olur.

Lifli yapısı hem sindirim sistemini rahatlatır hem de midedeki açlık sıvısını emerek tokluk hissini artırır. Dolaysıyla diyet yapanların kilo vermesini kolaylaştırır. Liflerde; vücudun su ihtiyacı olması durumunda depoladığı sıvıyı salarak özellikle böbreklerin susuz kalmamasını sağlar. Bir nevi susuzluğa geçici çözüm sunar.

Metabolizmayı besler ve fonksiyonlarını düzenler. Susam tohumları insan vücudu için önemli olan proteinleri içerdiğinden sağlıklı hücre büyümesi ve metabolizmanın enerji düzeylerinde artış sağlar.
Menopoz döneminde yumurtalık, meme ve uterus kanseri, kilo alımı ve ruh hali değişiklikleri ortaya çıkabilir. Hormonal düzenleme ile aşırı hormon salgılanmasının önüne geçerek sayılan bu hastalıkların önüne geçilmesini sağlar.

Susam çok sayıda vitamin ve mineraller gibi güçlü bir magnezyum deposudur. Bu nedenle astımlılar için çok faydalar gösterir. Magnezyum astım nedeniyle tıkanan hava yolları içindeki spazmları ve diğer solunum yolları rahatsızlıklarını azaltır.
Susam tohumları karaciğer sağlığına iyi gelen metionin bileşiği açısından iyi bir kaynaktır. Bu bileşikle karaciğerlere ve vücuda detoks yaptırarak zehirli ve zararlı maddelerin dışarıya atılmasına, bedenden temizlenmesine yardımcı olur.

Göz sağlığını destekler: Kan akışı ve karaciğer için bir tonik olan susam, gözleri beslemesiyle de bilinmektedir. Bulanık görme, yorgun gözler ve göz iltihapları için de oldukça etkilidir. Ayrıca susam yağı göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesine de yardımcı olmaktadır.

Susam yağı, sağlıklı yaşam için engel rahatsızlıklar oluşturan enfeksiyonlarla mücadele eden aktif maddeler içermektedir. Enfeksiyonlara, iltihaplanmalara neden olan bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalarla kelimenin tam anlamıyla savaşır. Enfeksiyon yapıcılarla savaşarak bedenin hastalıklardan korunmasını sağlar.

Ağız kokusuna neden olan bazı bakterilerin bir kısmını öldürebildiği için ağız kokusu gidericiliğiyle doğal bir nefes tazeleyicidir. Susam yağı aynı zamanda diş çürüğü ve diş eti hastalığını önlemek için kullanılmakta. Düzenli olarak kullanılan susam yağı antiseptik etkisiyle, ağızdaki bakterileri öldürür.

Susam, içeriğindeki bileşikler ve magnezyum minerali ile diyabet ve diyabet bağlantılı hastalıkları önleyebilmekte. Susam yağı Tip 2 diyabet hastası hastalarda tedaviye yardımcı olmakta olduğu bilinmekte. (Doktora sorulması şart olan bir özellik)

Susam yağı harici rahatsızlıklar, kusurlar, tedaviler üzerinde adeta kurgulanmış denilebilir. Bunun en belirgin göstergeside cilt sağlığını koruma üzerindeki etkileridir. Öyle ki; herhangi bir karışım hazırlanmasını gerektirmeden doğrudan cilt üzerine tatbik edilen susam yağı; kırışıklıkları önlemede, var olan kırışıklıkları gidermede, sivilce izlerini silikleştirmede, hamilelikle ortaya çıkabilen izleri yok etmede, cilt elastikiyetini artırmada, hücre yenilenmesini hızlandırmada, taze-güçlü hücreler ile pürüzsüz, canlı ve parlak cilt rengi sağlamada, cilt nemini dengelemede, lekeleri kaldırmada aktif olması nedeniyle gençliği koruduğu gibi yaşlanma belirtilerini geciktirmede mahirdir. Susam yağı cildi ışığa duyarlı bir hale getirmediğinden güneşte de kullanılabilir.

Susam yağının iltihaplı ve yaralı cildin tedavisinde etkili olduğundan, deride oluşan iltihaplanmalar, enfeksiyon türevleri ve akneler üzerinde de yok edici etkisini gösterir. Herpes virüsünün neden olduğu uçuk gibi birçok hastalıkta susam yağı uygulaması hızlı bir şekilde iyileştirilmeyi sağlar. Tüm deri üzeri rahatsızlıklarda örneğin egzama, pişik ve kontakt dermatit gibi oluşumlara karşıda etkilidir.

Susam yağı cildin elastikiyetini geliştiren kolojeni (hareket sisteminin özellikle kemik, kıkırdak, lif ve eklemleri oluşturan proteinler) üretmek için gerekli olan çinko konsantrasyonunu yüksek oranda içermektedir.
Yaşlanma belirtilerini gidermek yada yavaşlatmak, bakımlı, canlı cilt sahibi olabilmek, hücreleri yenileyebilmek içinde susam yağı masaj uygulamalarıyla kullanılmaktadır. Cildi nemlendirerek kırışıklıkların önlenmesi var olanlarınında yok olmasına yardımcı olur.

Birçok doğal yağ nemlendirici etki sağlamasına rağmen bunların hiçbiri susam yağı kadar etkili olamamaktadır. Susam yağının ciltte su tutma yeteneğinden dolayı diğer yağlara göre biraz ağır görünmesine rağmen masaj yağı olarak kullanılmaktadır.
Uzun süre kalıcılığı sayesinde, detoks (zehir atımı) etkisinin gücüyle hem cilt üzerinde, hem deri altında hem de dokularda birikim yapmış olan toksinleri (zehirli zararlı atıkları) temizleyerek sağlıklı, stresten arınmış huzurlu bedeni oluşturur. Ayrıca; susam yağı serbest radikaller tarafından yapılan zararları önlemek için cilt üzerinde koruyucu bir film oluşturmaktadır.

Susam yağı linoleik asit ve palmitik asitler gibi esansiyel yağ asitleri bakımından zengindir. Ayrıca bakır, manganez, kalsiyum ve magnezyum gibi mineralleri içermektedir. Böylece yağ kolayca cilt içine emilmekte ve cildi derinlemesine besleyerek cilt yumuşaklığını artırmaktadır.

Susam yağının bir başka özelliği ise cildin yaşlanma hızını yavaşlatmasıdır. İçerdiği antioksidanlar nedeniyle cilt gençleştirmeyi geliştirmektedir. Ciltteki kırışıkların ve küçük gözeneklerin giderilmesini engelleyen sesamol isimli bir antioksidanın kaynağıdır.

Susam yağının cilt üzerindeki yaralarından faydalanabilmek için cilde uygulama yapıldıktan sonra tamamen emmesi beklemek gerekir. Cilt üzerinde yağlılık kalmadığından emin olunduktan sonra cilt ılık su ile durulanabilir.

Susam yağı içerdiği değerli bileşenler, vitamin ve mineraller sayesinde susam yağı ile bakım yapılan saçlarda kırık oluşumu azalır, koparak dökülmeler büyük oranda azalır ve saçlar sağlıklı bir şekilde uzamaya devam eder. Daha canlı ve parlak bir görünüme kavuşan saçlar dökülmenin önlenmesi ile birlikte gürleşmeye başlar.

Susam yağı yüksek penetrasyon yeteneği sayesinde kafa derisi dolaşımını artırmakta böylece saç büyümesini teşvik etmektedir. Saç büyümesi için susam yağı kullanılması çok yaygın bir tedavi yöntemidir.

Susam yağı ile saça her gün yapılan masajla saçlar, daha koyu bir tona kavuşur. Bu nedenle susam yağının erken beyazlayan saçları (vitelago) önleme, geciktirme özelliği var olduğu bilinmekte ve bu yönde kullanılmaktadır.

Susam yağının saç sağlığına etkileri bununla sınırlı değildir. Saçlara ek olarak saç derisinde oluşan pullanma, kepek ve egzama sorunlarının önlenmesi için de susam yağı mükemmel bir kurtarıcıdır.

Susam yağının bir diğer özelliği ise güneş koruyucu olmasıdır. Kafa derisi üzerine uyguladığınız susam yağı ultraviyole ışınlarının neden olduğu hasarı önlemektedir. Aynı zamanda koruyucu bir katman oluşturarak kirliliğin zararlarını ortadan kaldırmaktadır.

Çok sıcak havalar ve sıcak ortamlar saç köklerinin zarar görmesine neden olur. Susam yağı ile kompres uygulanmış saçlarda, susam yağı kafa derisini beslerken aynı zamanda ısı kalkanı olarak soğutma işlevini görerek kuruluğun yaşanmasını engeller.

Örnek uygulamalar.
Uyumadan önce parmak uçlarına sürülüp kafa derisine yapılan susam yağı masajı kepeği önler. (Sabah saçı yıkanır. Uygulamaya 30 gün boyunca daha sonra da haftalık periyotta devam edilmelidir)

Ellerinizin arasına 2 ya da 3 damla sürdüğünüz susam yağını kuru saçlara uygulayın. Bu uygulama tıpkı saç kremi görevi görebilmektedir.
Saçların yoğunluğuna hitap edecek miktardaki susam yağını az ısıtıp herhangi bir saç kremiyle karıştırdıktan sonra saçlara yedirilerek uygulanmalı ve yaklaşık bir saat sonra yıkanmalıdır. (Tam fayda için karışım 1 gece saçta bırakılmalıdır)

SUSAMIN YAN ETKİLERİ
Bilinen hiçbir zararı yoktur. Ama yine de şunlara dikkat etmek, ilaç olarak kullanmadan önce doktora danışmak gerekir. Yazının ana teması susam yağı olduğundan genelde harici kullanımlar tavsiye edilmiştir.

Dahili kullanımlar kişinin yapısına, ilaç kullanıp kullanmamasına, kronik hastalıklarına, alerjik durumuna bağlıdır. Kullanım şekilleride bu şartlara bağlı olarak mutlaka farklılıklar gösterir.
Ancak, susam alerjisi olan kişiler kesinlikle bu yağın tüketiminden kaçınmalıdır.

Simit üzerinde, pastalarda devamlı tüketilen susam ilaç olarak ağız yoluyla yada sprey olarak burundan alınabiliyor. Muhtemelen güvenli olarak kabul edilmektedir.
Susam kan şekeri seviyesini etkilediğinden ameliyat gibi planlanmış durumlar varsa en az 2 hafta önce bir ilaç olarak susam kullanmak bırakılmalıdır.
Susam kan basıncını düşürebildiğinden, susam kan basıncı zaten düşük kan basıncı olan kişilerde durumu daha da kötüye yöneltebilir.

Yemekler için susam kullanıldığında, günlük önerilen doz 10 ya da 15 gram yani yaklaşık 1 tatlı kaşığıdır.

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla