ERİŞTE

YÖRESEL LEZZET

Safranlı, sebzeli ve sade ev makarnası.
Yöresel damak tadına hitap eden,
Geleneksel yöntemlerle yapılan,
Besleyici katkısız ev makarnası.

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

GELENEKSEL ERİŞTE

YÖRESEL LEZZET


SAFRAN BAHARATI

SAFRAN GIDA SPREYİ

YÖRESEL ERİŞTE

Erişte; sanayii makarnası olarak sınıflandırabileceğimiz paket makarnalardan önce, bugünkü benzer teknikler, usullerle evlerde yapılan makarna türüdür.
Gelenekselleşen hatta adetleşen alışkanlıklar çerçevesin de ve o günkü imkanlar ölçüsünde imal edilen, uzun süre saklanabilen ev makarnasıdır.
İmece usulü mahalleli olarak imal edilen erişte, tarhana, ekmek, yufka, peynir lor gibi evin temel yiyecekleri arasında yer alır. Tarhanada olduğu gibi kıtlık yokluk dönemlerini daha kolay atlatmanın aracıdır. Bolluk sofralarını süslediği gibi zorluk dönemlerinin de atlatılmasını sağlayan bir baş yapıttır. Bolluğun süsü, kara günlerin dostudur.

Erişte; un, yumurta, yağ ve tuz karışımıyla elde edilen hamurun, kurutulup tavı geldiğinde ince ince kesilmesi sonucu elde edilen bir çeşit makarnadır.
Kışlık yiyecek olarak düşünülen erişte, aslında her zaman lezzetle yenilebilen, yapımı çabuk ve kolay olan bir ev makarnasıdır.

Tek başına keyif veren bir yemek olan erişteyi ister çorbalara katın, ister çorbasını yapın, ister pilava katın, isterseniz pilav gibi pişirip sofralarınızı şenlendirin.
Tereyağıyla lezzetlendirdiğiniz erişteyi asıl olan, dövülmüş cevizle yemek gelenekten ve vazgeçilmez lezzeti hissetmekten gelir. Bunun yanısıra erişteyi ister sade, ister peynirli, ister cevizli, ister sosla tatlandırarak yemekte mümkündür. Mideye dost olan erişteyle, sofranıza doğallık ve güzellik katmak sizin elinizde.

Özellikle yöresel undan, doğal yumurta ve sütle (bazı yörelerde su yerine süt katılıyor) yapılan ve hiçbir koruyucu maddesi içermeyen yöresel ev eriştesini, ister makarna usulünde yaparak, ister çorbalarınıza katarak tüketmeye özen gösterin.

İsim olarak makarna ürünleri sınıfında yer alsa da içerik, şekil, yöntem, gösterilen özen ve emek yönünden paket makarnalarla farklılıklar gösterir. Erişteyi kıymetli kılan, besleyici yapanda bu farklılıklardır.

En büyük farklılık ise besleyiciliğini artıran yumurta ilavesinin olmasıdır. Kiloya 5-6 yumurta düşecek şekilde protein, mineral, vitamin ilavesi erişteyi üstün kılan en önemli farklılığıdır.

Unun genellikle yöresel olması, irmik kullanılmaması, sert makarnalık buğdaydan değil de böreklik, baklavalık undan yapılıyor olması da diğer farklılıklarını oluşturmaktadır. Yöresel unları kullanılması da bu farklılık oluşturmakta ve lezzetleri değiştirmektedir.

Erişte bir hamur işi olduğundan oldukça doyurucu bir gıda maddesidir ve uzun süre tok tutma özelliğine sahiptir.
Pratik, doyurucu yemek olmasının yanısıra, insan vücudu için de birçok fayda sağlamaktadır. Erişte; A, B1 ve B2 vitaminleri açısından oldukça zengindir.

Karbonhidrat kazanmanın en iyi yollarından biri erişte tüketimi olduğundan, tok hissetmek için küçük bir porsiyon yeterlidir ve yanlış zamanda yemek yeme isteği ortadan kalkar.
Erişte ürünleri, vücutta kolay sindirilmektedir. Böylelikle sindirim sisteminin yorulmaması için de yararlıdır.
Kolesterolü düzenleyerek kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinizi azaltıcı etkisi vardır.

Muhteviyatında yüksek oranda bulunan A vitaminiyle cildin parlaklığını arttırarak sivilce ve akne oluşumunu engellemektedir.
Vücutta kolajen üretimini teşvik ettiği için sağlıklı cildin korunmasına yardımcı olur.

Bağışıklık sistemini geliştirir, vücudun enfeksiyon ve hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar.
B grubu vitaminlerini de içinde barındıran erişte, günlük olarak ihtiyaç duyduğunuz enerjiyi vücudunuza sağlamaktadır. Kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna katkıda bulunur.

Şeker hastaları için önerilebilen ideal bir yiyecektir. Şeker hastalığına yakalanma riskini en aza indirmektedir.
Erişteler düzenli tüketildiğinde kemikleri ve eklemleri güçlendirici etkisi bulunmaktadır. Kemik gelişimini olumlu yönde etkiler.

Sinir sisteminin oluşumuna yardımcı olur.
Hastalıkların görülme yüzdesini azaltır.
Yüksek oranda demir içerir. Antioksidan görevi görür.
Sağlıklı hücreleri korur. DNA sentezinde görev alır.
Yumurtalıkların ve testislerin gelişiminde yer alır.

Kullanım ömrü çok uzundur ve kurutulmuş paket içinde muhafaza edilen erişteyi Ayrıca plastik saklama kapları ve derin cam kavanozlarda güneş ışığına maruz bırakmadan da saklayabilirsiniz.

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla