BESİNLER
DEVALAR

DOĞANIN ŞİFA HAZİNELERİ

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla


Maydanoz, Dereotu, Nane

Yulaf, Sumak, Susam, Keten

Sarmısak, Soğan, Ceviz, Fındık

Yağ, Süt, Yoğurt, Sirke, Su

Kırmızı Et, Tavuk, Balık, Yumurta

Mineraller, Maddeler, Bileşikler

VİTAMİNLER - DETOKSLAR


BESİN BÜLTENİ

TARÇIN

Vitamin, Mineral, Besin, Şifa

GENEL BİLGİ:

Tarçın; başta A vitamini olmak üzere C vitamini, B6 vitamini, demir, potasyum, kalsiyum, magnezyum, sodyum gibi insan sağlığı açısından değerli mineraller ile amino asitleri içerir.

Defnegiller familyasından Güney Asya bitkisi olan tarçının en büyük özelliği; "cinnamaldehyde" isimli (Tarçın aktif maddesi. Katalizörlükte yapan tamamlayıcı madde) aktif bileşiği bünyesinde barındırmasıdır. Bu maddenin varlığı ile; metabolizma ve sağlığa yönelik birçok faydalar sağlayan tarçın, yine bu özelliği ile ses telleri üzerinde çok büyük tedavi edici rolü üstlenmiş olur. (ses telleri üzerindeki tahrişleri giderici özelliğe sahip tarçın çay olarak, yumurta gibi ses sanatcılarının en büyük koruyucusu durumundadır).

Metabolizmayı hızlandırıcı özelliği olan Tarçın verdiği tokluk hissiyle kilo vermeye yardımcı olur. Magnezyum zengini olan tarçın aynı zamanda kas ağrılarına da iyi gelir.

Tarçın içerdiği vitaminler, mineraller ve bunların oluşturduğu besin değerleri ile; bağışıklık sistemini güçlendirir.

İyi geldiği hastalıkları özetlemek gerekirse: Kötü kolestrolü (LDL) düşürür, iyi kolestrolü (HDL) çoğaltır, hipertansiyona karşı etkilidir, kan şekerinin düşmesini sağlar, kan dolaşımını düzenler, hafızayı güçlendirir ve unutkanlığa iyi gelir, kalp krizi riskin azaltır, kanser hücrelerinin oluşumunu engeller var olanları ilede savaşır, regl sancılarını hafifletir, regl kanamalarını düzenler, metobolizmayı hızlandırarak enerjik olunmasını sağlar, yağ yakarak ve tokluk hissi vererek kilo vermeyi destekler, migren ağrılarını azaltır, doğal bir koku gidericidir, enfeksiyonlarla ve mantarlarla mücadele eder, bakterileri öldürür, tarçın yağı ile yapılan masaj ağrıların büyük ölçüde azalmasını sağlar, öksürük kesicidir, boğaz enfeksiyonlarını giderir, vücutta biriken gazların atılımını sağlar, bağırsak ve mide rahatsızlarına çok faydalıdır.

FAYDALARI:

İçeriğindeki bileşikler sayesinde kalp dostu olan bir baharattır. Tarçında bulunan bileşikler ve oluşturduğu enzimler, kan basıncı seviyesini düzenlediği için kalp krizi ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

Kötücül kollestrol (kötü kolesterolü -LDL: düşük yoğunluklu lipoprotein-) üzerinde iyileştirici bir etkisi vardır. Tarçın, trigliserit (Kollestrol: karaciğerce üretilen ve kan yoluyla dağılan 'lipit' adı verilen bir tür yağ benzeri madde iken, trigliserit enerji kaynağı olan kanda bulunan yağdır. Fazlası zararlı olan bu yağ yeteri seviyelerde Karaciğer ve hücrelerde depolanır) ve kollestrol seviyelerini düşürerek dolaşım sistemini rahatlatır. Kan dolaşımını normalde kalmasına yardımcı olur. Dolaysıyla kan şekeri düşmesinede faydalı olur.

Kötü kolestrolü (kötü kolesterolü -LDL: düşük yoğunluklu lipoprotein-) düşüren tarçın, metobolizma sağlığı için çok iyi olan iyi kolestrolü (iyi kolesterolü -HDL: yüksek yoğunluklu lipoprotein-) çoğaltır. İyi kolestrolün (HDL) fazla olmasının faydası, damar tıkanıklığına neden olan fazla kötü kolestrolün (LDL) sindirim sistemi ile atılmasını sağlamasıdır. Kötü kolestrol seviyesini düşürmesidir.

İyi kolestrol miktarını artıran tarçın, kötü kollestrolden temizlediği damarları rahatlatmakta, kan basıncını düşürmekte dolaysıyla hipertansiyonu frenleyerek,  daha sağlıklı bir kalbe sahip olmaya katkı sağlar. (Yemeklerde düzenli kullanmak bile bu faydayı oluşturur)

Vücuttaki enerji seviyelerinin ve metabolizmanın başlıca düzenleyicilerinden biri konumundaki insülün hormonuna, diyabet hastalarının gösterdiği insülin direncini ve insülin hassasiyetini düzenler. Ayrıca diyabet dışında gelişen insülin direnci sorunlarına da çözüm getirir.

Yemek yedikten sonra karbonhidratlı yiyeceklerden emzinlenerek kan akışına giren glukoz seviyesini düşürür. Sindirim enzimlerine müdahale ederek sindirim yolundaki karbonhidratların bozulmasını azaltır.

Kan şekeri seviyesini düşürdüğünden dolayı diyabet hastalarının; şekersiz tatlılarla öğle veya akşam yemeğinden sonra çay-kahve ile birlikte düzenli tarçın tüketmeleri yararlarına olacaktır. Diyabet (özellikle tip 2) hastalarının günde 2-3 kez, her defasında 1-2 gram tarçın kullanmaları (Günlük doz ortalama 5-6 gr) kan şekeri üzerinde oldukça faydalı olacaktır. Bu yolla şeker seviyesi %30’a kadar düşürebilir.

Tarçın vücuttaki şişlikleri azaltmasının yanısıra hasarlı dokuları onarır, eklem iltihabı (yangı) ve diğer iltihaplarla savaşır, hasar almış dokuları onarır ve  gut hastalığına iyi gelir.

Tarçın; içeriğinde bulunan bileşiklerle en kuvvetli antioksidan özellikleri ile öne çıkan bir baharattır. Serbest radikallerin oluşmasını ve çoğalmasını önler. Oksidasyon (oksitlenme, oksijen ile özelliğini kaybetme, çürüme) hasarlara karşı vücudumuzu korur.

Tarçının kanser oluşumuna karşı başarılı olduğu görülmüştür. Serbest radikallerin oluşması ve çoğalması ile ortaya çıkan kötü huylu olduğundan büyümesi kontrol edilemeyen hücrelerin yol açtığı kansere karşı etkindir. Kanserli hücre oluşumları; serbest radikallere karşı savaş veren tarçın bünyesindeki antioksidanlar ile önlenir.

Tarçının kanser oluşumuna karşı başarılı olduğu görülmüştür. Serbest radikallerin oluşması ve çoğalması ile ortaya çıkan kötü huylu olduğundan büyümesi kontrol edilemeyen hücrelerin yol açtığı kansere karşı etkindir. Kanser hücrelerin oluşumu serbest radikaller nedeniyle olduğundan, serbest radikallerin vücuttan uzaklaştırılmasıyla kanser (bazı) riski azalır yada ortadan kalkar.

Tarçın, içinde bulundurduğu antioksidanlar ve biyoaktif bileşenler (sağlığa faydalı aktiviteler sağlayan) sayesinde, Alzheimer, parkinson ve benzeri zihinsel hastalıkların riskini azaltır. Beyinde biriken proteinler, Alzheimer hastalığını tetiklerken tarçında bulunan bu iki grup, protein birikimi engeller ve beyin hücrelerine daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Bu katkıyla, beyin hücreleri ile beyne giden nöronlar korunur ve beynin motor işlevlerinin sağlıklı olmasını sağlayarak, parkinsonlu hastalarda nöro-taşıyıcı seviyelerini iyileştirmiş olur. Gerek çay olarak, gerekse baharat olarak düzenli zencefil kullanımı beyin fonksiyonlarının canlı tutulmasını sağlayarak, ileride karşılacak sorunları çok önceden çözümler.

Tarçının en büyük özelliği; "cinnamaldehyde" isimli (Tarçın aktif maddesi. Katalizörlükte yapan tamamlayıcı madde) aktif bileşiği bünyesinde barındırmasıdır. Bu maddenin varlığı solunum yollarını mantara ve enfeksiyonlara karşı korur.

Tarçın; "cinnamaldehyde" isimli aktif bileşiği sayesinde, 'salmonella' gibi bakterilerin çoğalmasını engelleyerek hem sağlığa hemde ağız kokularına karşı çözüm olur. Yine bu bileşik maddenin özellikleri sayesinde diş çürüklerini önler.

Tarçının zindelik, bilinç berraklığı verdiği dolaysıyla, hafızada olan bilgilere ulaşmada ve bilgiyi hafızada tutmada etkin olduğu araştırmalarla ortaya koyulmuştur.

YAN ETKİLERİ:

Düşük kan şekeri sorunu olan kişilerin, tarçının kan şekerini düşürücü özelliğinden dolayı, dikkatli tüketmesi gereklidir.

Hamile ve emziren annelerin doktora danışarak kullanmasında fayda vardır.

Alerjiye neden olabileceğinden bebeklerde kullanılmaması gerekir.

Yetişkinlerde de aşırı kullanım sonucu alerjik reaksiyonlar görülebilir.

Karaciğer hastaları da tarçını doktora danışarak kullanmalıdır.

UYGULAMALAR:

.......

.......

son

ZENCEFİL

Vitamin, Mineral, Besin, Şifa

GENEL BİLGİ:

Zencefil; başta C vitamini olmak üzere B3 ve B6 vitamini, demir, kalsiyum, mağnezyum, sodyum, fosfor gibi insan sağlığı açısından değerli mineraller ile lizin, treonin, triptofan, valin ve fenilanin gibi amino asitleri de içerir.

Zencefil içerdiği vitaminler, mineraller ve bunların oluşturduğu besin değerleri ile; bağışıklık sistemini güçlendirir. Soğuk algınlığı, grip ve öksürük gibi hastalıklara iyi gelir. Mide bulantılarını önlemede de çok etkili bir bitki / baharat durumundadır.

Metabolizmayı hızlandırıcı özelliği olan zencefil kilo vermeye yardımcı olur. Magnezyum zengini olan zencefil adele ağrılarına da iyi gelir.

FAYDALARI:

Vücutta birikerek başta kalp olmak üzere birçok organ üzerinde oluşturduğu baskı ile rahatsızlık veren, rahatsızlıkları tetikleyen gazın bünyeden dışarı atılmasında etkili olur. Kalp rahatsızlarına kadar ulaşan göğüs ağrılarına da neden olan gazı gidererek sağlıklı yaşama katkıda bulunur.

Gerek alınan, içilen gıdaların dokunması ile, gerekse yolculuk esnasında oluşan mide bulantılarına son verir. (günde 1-1,5 gram arası zencefil)

Gıda emilimini artırarak bulantıları önleyen zencefil, aynı zamanda şişkinlik, hazımsızlık, kabızlık gibi sindirim sorunları üzerinde de etkilidir.

Genellikle ağır işlerde çalışan ve sporcularda ortaya çıkan kramp, spazm, katılaşma gibi oluşumlarla kendini gösteren, kas ağrıları üzerinde etkilidir.
Mağnezyum mineralinin birebir faydalı olduğu, spazm veya kramp şeklinde kendini gösteren kas ağrıları, genellikle sporcularda rastlanılmaktadır (günde 1,5-2 gram arası zencefil).

Verdiği enerji ve oluşturduğu enzimlerle vücut ısısını yükselten ve metobolizmayı hızlandıran (enerji yakımı) zencefil; özellikle kış aylarında kolayca üşütmelere karşı kalkan vazifesi görürür.

Bağışıklık sistemimizi güçlendirerek, grip, nezle, boğaz rahatsızlıkları ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklarının baş göstermesini önler. Bu hastalıkların atlatılmasında faydalı görülen terleme eylemini, vücut ısısını yükselterek kolaylaştırır.

Kadınların regl dönemlerinde yaşadıkları ağrıların giderilmesinde çok faydalıdır. Doğal ilaç formunda olan zencefil regl dönem ağrılarında oldukça etkindir. (Adetin başladığı ilk 3 günde; günde 1 gram arası zencefil)

Zencefil ihtiva ettiği mineraller ve vücutta oluşturdu enzimlerle kolestrolü düşürür. Kan içinde yoğunlaşan yağlanmalar ve oluşturacakları birikmelere müsaade etmez. Her bitki gibi doğal ilaç özelliklerini içeriğinde barındıran zencefil, var olan kötücül oluşumları eritip, yok ederek kolestrolü düşürür. (Bir aylık süreçte günde 2-3 gr / yarım ceviz büyüklüğü yaş zencefil kullanımı kolestrol üzerinde oldukça önemli sonuçlar verir)

Zencefil (ginger); içeriğinde bulunan gingerol (zencefil: ginger) maddesi gibi bileşiklerle, antioksidan özellikleri ile zencefilin kanser oluşumuna karşı başarılı olduğu görülmüştür. Serbest radikallerin oluşması ve çoğalması ile ortaya çıkan kanserli hücre oluşumları; serbest radikallere karşı savaş veren zencefil bünyesindeki antioksidanlar ile önlenir. Kanser hücrelerin oluşumu serbest radikaller nedeniyle olmaktadır. (Başta kolon kanseri olmak üzere pankreas, göğüs ve yumurtalık kanseri)

Zencefil, içinde bulundurduğu antioksidanlar ve biyoaktif bileşenler (sağlığa faydalı aktiviteler sağlayan) sayesinde, Alzheimer, parkinson ve benzeri zihinsel hastalıkların riskini azaltır. Beyinde biriken proteinler, Alzheimer hastalığını tetiklerken zencefilde bulunan bu iki grup, protein birikimi engeller ve daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Bu katkıyla, beyin hücreleri ile beyne giden nöronlar korunur ve beynin motor işlevlerinin sağlıklı olmasını sağlayarak, parkinsonlu hastalarda nöro-taşıyıcı seviyelerini iyileştirmiş olur. Gerek çay olarak, gerekse baharat olarak düzenli zencefil kullanımı beyin fonksiyonlarının canlı tutulmasını sağlayarak, ilerde karşılacak sorunları çok önceden çözümler.

Zencefil, saç köklerini güçlendirip parlaklık kazandırır. Kepek oluşmasını önler. (1 yemek kaşığı toz zencefil, 1 çay bardağı zeytinyağı ile karıştırılarak saç ve saç diplerine iyice yedirilip,. yaklaşık 30 dakika sonra durulanır)

Verdiği enerji ve oluşturduğu enzimlerle vücut ısısını yüksek tutarak kan dolaşımını ve kalp atışlarını hızlandıran zencefil, bu yolla cinsel duyarlılığı artırır.

Zencefil cinsel uyarılmayı artırdığı gibi; üreme organlarına yönelik etkisiyle doğurganlığı artırıcı katkılarda bulunur.

Metabolizmayı hızlandırarak birikimleri önleyen zencefil, selülitin ortaya çıkmasına neden olan bağ doku iltihaplanmasının da önüne geçerek, selülit oluşumlarına karşı çözüm getirir. (Kür için: 15-20 gr zencefil suyu ile 1 yemek kaşığı /12 gr rendelenmiş taze zencefil, 1-1,5 bardak deniz tuzu ile iyice harmanlanır. Oluşan karışım temiz bir süngerle selülit bölgesine hafifce ovulmak sureti ile tatbik edilir)

Mikrop öldürücü, antibakteriyel özelliği olan zencefil, enfeksiyonlara karşı savaşacak enzimlere sahip olduğundan bağışıklık sistemini güçlendirir.

Zencefil; ağrılara ve iltihaplara, migrenle ilintili olan ağrılara karşıda etkilidir.

Oldukça fazla antioksidan maddeler içeren zencefil, metobolizmayı hızlandırır, vücuda enerji sağlar, vücutta hücre yenilenmesini hızlandırır. Serbest radikalleri temizleyerek sağlıklı bir vücut oluşumuna katkıda bulunur.

Kanın normal dolaşımını korumaya yardımcı olur. İçerisindeki krom, çinko ve magnezyum aşırı terleme, ateş ve titremeyi engellemeye yardımcı olur.

Düşük glisemik dizilimi (kandaki karbonhidratların, glukoz -karbon hidratlardan vücudun ürettiği şeker- düzeylerine ilişkin besinler arası sıralama) sebebiyle, kan şekerini ve insülin seviyesini dengeler. Kan şekerini ve insülün seviyesini düzenleyen zencefil aynı zamanda insülin direncini düşürerek diabet hastalıklarında yarar sağlayan bir üründür. Zencefil; şeker hastalarının beslenmelerinde ihmal etmemeleri gereken bir baharatır.

YAN ETKİLERİ:

Kuru ve toz zencefili günde 2 gramı, taze zencefili ise günde 5-6 gramı geçmeyecek şekilde kullanmak sağlık için en faydalı olan kullanma biçimidir.

Metobolizmayı hızlandırması nedeniyle hamilelik döneminde (özellikle; hamileliğin 2 ve 3. trimesterinde / 4,5 ve 6 ay ile 7,8 ve 9 ay dönemleri) kullanılması, erken doğumlara neden olabilir.

Yağları yakması ve metobolizmayı hızlandırması nedeniyle kilo almaya ihtiyacı olanlar zencefilden uzak durmalı yada çok az miktarlarda almalıdır.

Kan akışını hızlandıran zencefili, hemofili (kan pıhtılaşmama) ve diğer kan hastaları tüketmemelidir. Ayrıca kanayan yaraları olan kimselerde kullanmamalıdır.

Bazı ilaçlarla etkilişime girerek yan etkiler ortaya çıkaran zencefil bazı hastalıklarda kullanılmamalı yada doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Özellikle şeker, tansiyon, kalp ve karaciğer hastası durumunda olupta ilaç kullananlar ilk tedbir olarak kullanım miktarlarını azaltmalı, eş zamanlı kullanmamalı ve mutlaka doktora danışmalıdır.

Mukoza (mide, ağız içi, yemek ve solunum borusu, bağırsaklar gibi organların dış yüzeyini örten zar / sümüksü tabaka) tabakası hasarlı olanlar ile vücud ısıları yüksek olanlar zencefil kullanmamalı ve doktora mutlaka danışmalıdır.

Zencefil yağı cilt üzerinde nemlendirici olarak kullanıldığı gibi masaj yağı olarak kullanılabilir.

UYGULAMALAR:

Kuru ve toz zencefili günde 2 gramı, taze zencefili ise günde 5-6 gramı geçmeyecek şekilde kullanmak sağlık için en faydalı olan kullanma biçimidir.

Çiğ kök zencefili rendeleyerek yada toz kuru zencefili yemeklerde, sıkılmış olarak meyve sularında, dilimlenmiş olarak çaylarda kullanılabilir.

Zencefil katkılı yada aromalı içecekler özellikle kışın vücudu ısıttığı için, üşümeye karşı çok fayda sağlar.

Çay kaşığı büyüklüğünde taze zencefilin kabukları soyulur. Bir bardak suda 10 dakika kaynatıldıktan sonra, isteğe bağlı olarak 1 tatlı kaşığı bal katılarak tüketilir. Vücuda direnç kazandıran bu çay aynı zamanda öksürük giderici olarakta kullanılabilir.

Çay kaşığı büyüklüğünde taze zencefil, içine yarım limon sıkılmış bir bardak suda 10 dakika kaynatıldıktan sonra tüketilir. Vücuda dinçlik veren, enerji kazandıran bu çay aynı zamanda kış hastalıklarına karşı direç sağlar

Çay kaşığı büyüklüğünde taze zencefil, içinde 1 dilim ananas, 1 çubuk tarçın bulunan yarım litre su içine katılarak 20-25 dakika kaynatıldıktan sonra tüketilir. Karışım yağ yakımını hızlandırdığınan kilo vermek isteyenler için iyi bir detokstur. Yağ yakmasının yanı sıra vücuda dinçlik, enerji veren bu çay zayıflamayla ortaya çıkacak bağışıklık sistemi zaafiyetlerinide önler.

son

ZERDEÇAL

Vitamin, Mineral, Besin, Şifa

GENEL BİLGİ:

Zerdeçal; içeriğindeki C vitamini, B6 vitamini, potasyum, kalsiyum, demir, sodyum, manganez, fosfor, magnezyum, bakır, çinko gibi mineraller ile lif (diyet lifi), omega3 ve omega 6 yağ asitleri bakımından zengin olan altın renkli bu baharat aynı zamanda şifa kaynağıdır da.

Kokusu ve lezzetiyle yiyeceklerimize katkı malzemesi, baharat olarak kullandığımız maydanoz pek çok hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Vücud sağlığı için dahilide yararlar sağlayan maydanoz, harici kullanımlarda da sağlığa ve görünüme çok yararlar sağlamaktadır. Cilde ve saçlara kullanıldığında besleyen özelliğinin yanısıra, onaran, parlaklık kazandıran birçok faydalı faktör, kendini uygulama alanında gösterir.

Çok düşük glisemik (İçeriğinde şeker ihtiva eden) seviyesine sahip olan zerdeçal, diyabet ve muhtelif şeker hastalıklarına yakalanmış olanlar tarafından kontrollü olarak tüketilebilecek (önerilen miktarlarda) bir mineral deposudur. Sindirimi için vücut tarafından az miktarda insülin salgılandığından (az miktarda insüline ihtiyaç duyduğundan) diabet hastaları için kan şekerini yükseltmeyen ürünler arasında yer alır. ayrı bir ayrıcalığını sunar.

FAYDALARI:

İçeriğindeki bileşikler sayesinde kalp dostu olan bir baharattır. Zerdeçal içeriğinde bulunan bileşikler ve oluşturduğu enzimlerle kan basıncı seviyesini düzenlediği için, kalp krizi ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

İyi kolestrol miktarını artıran zerdeçal, kötü kollestrolden temizlediği damarları rahatlatmakta, kan basıncını düşürmekte dolaysıyla hipertansiyonu frenleyerek,  daha sağlıklı bir kalbe sahip olmaya katkı sağlar. (Yemeklerde düzenli kullanmak bile bu faydayı sağlar)

Anti-bakteriyel, anti-mantar ve anti-virütik (bakteri, mantar, virüs) maddeler ile lipopolisakarit (lipo: yağ polisakarit: şeker molokülü) isimli bir madde içeren zerdeçal bu maddeler ve madde kombineleri ile vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek daha aktif çalışmasını sağlar.

Anti-bakteriyel, anti-mantar ve anti-virütik maddeler ile enfeksiyon, iltihap, mantarlaşma, oksidasyon gibi oluşumlarla mücadele ederken, lipopolisakarit ile de enerjilendirir. Bu tür katkıları ile zerdeçal; soğuk algınlığı, grip, bulaşıcı kış hastalıkları, kırgınlık gibi rahatsızlıklardan daha kolay kurtulmayı sağlarken, düzenli kullanımlarlada bu tür rahatsızlıklara karşı koruyuculuk yapar. (Soğuk algınlı, grip, kırgınlık gibi rahatsızlıklarda, toz zerdeçal serpiştirilmiş ılık süt içmek çok faydalı olacaktır)

Zerdeçalın içeriğinde bulunan 'curcumin' (bir tür pigment) gibi maddeler safra kesesi salgılarını artırarak sindirimi kolaylaştırır.

Sindirim sisteminin farklı yerlerinde oluşan gazların dışarı atılmasını sağladığı gibi, şişkinlikleri oluşmasını önler var olan şişkinlikleride giderir.

Zerdeçala renginide veren ‘curcumin’ maddesi, ülseratif kolit (yaralı kalın bağırsak hastalığı) gibi bağırsak iltihaplarının (inflamasyon / yangı) tedavisinde yardımcı olur.

Kilo vermeyi kolaylaştıran zerdeçal, pehriz uygulamalarında kişinin kolayca ideal kiloya ulaşmasına katkıda bulunur. İçerisinde yer alan 'curcumin' (bir tür pigment) gibi maddeler safra kesesi salgılarını artırarak yağların kolayca parçalanmasını dolaysıyla sindirimi kolaylaştırarak hızlandırır. (Her öğünde; yemeğe yada içeceğe 1 çay kaşığı zerdeçal tozu katmak, kilo vermede önemli katkılarda bulunacaktır)

Kirlenmiş, toksit ve zararlı maddeler ile dolu kanı temizleyerek tekrar dolaşıma veren karaciğerin, ihtiyacı olan enzimlerin oluşumunda çok önemli maddeleri ihtiva eden zerdeçal, karaciğer dostu bir baharattır. Zerdeçal bu enzimlerin salgılanmasını artırarak kandaki zararlı toksin maddelerin karaciğer tarafından daha kolay parçalanıp temizlenmesini, dolaysıyla karaciğerin daha az yorulmasını sağlar.

Zerdeçal içeriğindeki bileşikler sayesinde başta ve özellikle prostat olmak üzere lösemi, kolon ve göğüs kanserlerine yakalanma riskini azaltır. Oluşmuş kanserli hücrelerin büyümesini engeller ve hatta bu hücreleri yok eder.

Beta karoten (vitamin dönüştürücü öncül madde) 'curcumin (pigment) maddesi ve C vitamini içeriği sayesinde anti-inflamatuar (iltihapla savaşan madde) özelliği bulunuyor. Böylelikle artrit (eklemlerde vücud tarafından üretilen iltihap) kontrolünde önemli fayda sağlayan zerdeçal, romatoid artrite (Romatizmal iltihaplar. İltihaplı romatizma) hastalığında da etkindir.

Zerdeçal; antioksidan içeriği sayesinde hücrelere saldıran serbest radikalleri yok ediyor. Zerdeçalı en azından yemeklerde tad verici katkı maddesi kullananlarda, eklem ağrıları kullanım sürecinin devamlılığına bağlı olarak azalır.

Çok düşük glisemik (İçeriğinde şeker ihtiva eden) seviyesine sahip olan zerdeçal, insülün seviyesini düzenleyip, kandaki glükoz (vücudun karbonhidratlardan kendi ürettiği şeker) seviyesini normal seviyelerde tutarak şeker hastalığı tedavisinde yardımcı olur. Şeker hastalığının ilerlemesine, 'tip 2 ' diyabet hastalığına dönüşmesine engel oluşturur, diyabet ilaçlarının etkisini arttırır. Bu özelliğinden dolayı şeker hastaları tarafından kontrollü olarak tüketilebilecek (önerilen miktarlarda) bir mineral deposudur. Sindirimi için vücut tarafından az miktarda insülin salgılandığından (az miktarda insüline ihtiyaç duyduğundan) diabet hastaları için kan şekerini yükseltmeyen ürünler arasında yer alır.

Zerdeçal; antiseptik ve antibakteriyel içeriği sebebiyle yaraları, enfeksiyonları, iltihapları dezenfekte edici özelliği iyileştirip, mikrop kapmasını engeller. Yanık ve kesiklere, zerdeçal tozu serpip kapatma yaranın iyileşmesini hızlandırır.

Zerdeçal, içeriğinde bulundurduğu antioksidanlar ve biyoaktif bileşenler (sağlığa faydalı aktiviteler sağlayan) sayesinde, alzheimer, parkinson ve benzeri hastalıkların riskini azaltır. Beyinde biriken ve alzheimerın başlıca sebeplerinden birisi olarak görülen "amiloid beta plakalarını" gidererek beyine daha fazla oksijen akışını teşvik etmesi Alzheimer, parkinson ve benzeri zihinsel hastalıkların gelişmesini önler. Gerek çay olarak, gerekse baharat olarak düzenli zerdeçal kullanımı beyin fonksiyonlarının canlı tutulmasını sağlayarak, ilerde karşılacak sorunları çok önceden çözümler.

YAN ETKİLERİ:

Diyabet ilaçları ile beraber alındığından bu ilaçların etkisini artıran zerdeçal, doktor kontrolü olmadan uzun ve aşırı kullanımlarda, kan şekerinin düşmesine dolaysıyla tedavinin olumsuz seyrine neden olabilir.

Safra kesesi hastalığı ve safra kesesinde taşı olanlar, doktor kontrolü olmadan kullanmamalıdır. Aşırı ve sürekli kullanım hastalığı, menfi yönde etkileyebilir.

UYGULAMALAR:

.......

.......

son

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla