HİPOTİROİD

AZ ÇALIŞAN TİROİD BEZİ

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

TİROİD GENEL TANIM

HİPOTİROİD BESLENME

HİPERTİROİD BESLENME

HAŞİMATO BESLENME

GUATR-GAVES-NODUL

FITIK BEL BOYUN AĞRI


HİPOTİROİD BESLENME:

(Tiroid bezinin az çalışması)

BESLENME ÖNERİLERİ:

Günümüzde yaygın olarak yaşamların içine girmiş olan tiroid rahatsızlıklarında, beslenme büyük önem taşımaktadır. Kullanılan reçetelere paralel olarak yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulanmalı. Dengeli beslenmede, tiroid hastalığını tetiklemeyen taze meyve ve sebzeler ön plana alınmalı. Tiroid için faydalı kabul edilen protein, yağ, karbonhidrat, vitamin-mineraller ve lifden zengin gıdalar alınmalıdır.

Örneklemek gerekirse; keten tohumu, hindistan cevizi, balık ve yeşil mercimek gibi yiyecekler tiroid bezinizin daha iyi çalışmasını sağlarken, kafein, tütün ve alkol içeren ürünlerlerle, şeker ve şeker yoğunluğu taşıyan yiyecekler tiroid bezi için zararlıdır. Bunların tüketimine dikkat edilmeli, zorunluluk taşımayanları mümkünse hiç tüketilmemelidir.

Tiroid hastalığı için su çok önemlidir. Günde 2-2,5 litre civarında (bedensel büyüklüğe bağlı) su tüketilmelidir ama sulardaki klor ve florun fazla olması tiroid bezine zarar vereceğinden, içilen suyun mineral yapısına dikkat edilmelidir. Bazı minerallerin fazla olması iyot hastalığını ilerletir hatta guatra neden olur.

Hem tiroid hastalığından korunmak, hem tiroid hastalığının tedavisi için iyotlu tuz tüketilmeli ama hastalığın farklı türlerinde ve farklı türlere dönüşmemesi için hem tuz, hemde iyot alımına dikkat edilmelidir. Tiroid hastalıklarından korunmak için çok faydalı olan iyotlu tuzlar, bu hastalığa yakanmış olanlar için hastalığı şiddetlendiricisi konumunda olabilirler.

T4 hormonunun T3’e çevrilmesinde faydalı olan selenyum ve selenyumlu yiyecekler mutlaka beslenme listemizde olmalı ama yüksek miktarlara çıkılmamalı. Yüksek dozda selenyum alındığında, T3 -T4 hormon dengesizliği ortaya çıkar, Hipofiz bezinin ürettiği TSH (Tiroid uyarıcı hormon) ve T4 hormonu artar, T3 hormonu azalır, kilo alınır hormonu azalır. Çinko, E vitamini ve B6 vitamini içeren gıdaların yeteri kadar yenmesi tiroid sağlığı için büyük önem taşır.

Kabızlık problemi olan hipotroidi hastaları çok su tüketmeleri yanı sıra lifli-bol posalı yiyeceklerle kendini korumalı ama çok fazla lifli yiyecek kullanımının, diğer yiyeceklerle alınan (Tiroid bezinin ürettikleri değil) tiroid hormonlarının emilimini engelleyeceğide bilinmelidir. Dolaysıyla lif içeren yiyeceklerinde tüketimi dengeli olmalıdır.

Yine aynı şekilde tiroid tedavisi için çok önemli olan Çinko, E ve B vitamini içeren gıdalarda da aynı duyarlılıkları göstermek gerekir. Dengeli ve yeterli miktarlarda tüketilmeli "yararlıdır" denilerek aşırıya kaçılmamalıdır. Doktor tavsiyelerine göre hareket edilmelidir.

GEREKLİ BESİNLER:

Protein katkısı için; yeşil mercimek başta olmak üzere bakliyatlar, mantar (Kandida enfoksiyonu varsa kullanılmaz),
Tavuk (derisiz), yağsız dana, hindi eti, tavşan, balık (özellikle Omega 3 için), yumurta,
Süt ve özellikle ev yapımı yoğurt, lor, peynir gibi süt ürünleri (yoğurt kaymaksız, peynir yağsız),
Yoğurt ve salata türü yiyecekler içinde keten tohumu, hindistan cevizi,
Lif yönünden zengin, yağı az kuruyemişler ve yiyecekler
Lif bakımından zengin tam buğday, yulaf ürünleri (kötü kolesterolü -LDL- düzenleyip doygunluk verir), yulaf gevreği ve ezmesi,
Demir bakımından zengin kuru meyveler, pekmez ve yeşil yapraklı sebzeler,
Rahatsızlığın tedavisinin vazgeçilmezi iki minerali, iyot ve selenyum ihtiva eden sarımsak (Ayrıca; metabolizmayı hızlandırır, bağırsak hareketlerini düzenler),
Selenyum açısından zengin olan kivi, şeftali, çilek, kayısı, su teresi, maydanoz,
İyotca zengin yaban mersini (ayrıca; antioksidanlar açısından zengin),
Çiğ yenen sebze ve meyvalar
Selenyumca zengin sarımsak, kivi, çilek, şeftali,
Çinkoca zengin gıdalar
Magnezyumca zengin gıdalar
Salata içinde ve yemek pişirmelerde Zeytin yağı
Şeker yerine bal, şeker otu
Günde 2-2,5 litre civarında (bedensel büyüklüğe bağlı) su (2-2,5 litre) ve sıvı alımını kolayştıran bitkisel çaylar ve doğal meyva suları

TAKVİYE SINIFINDAKİLER:

E vitamin eksikliği giderilir.
Kanda homosistein yüksek ise folik asit (B9) vitamini, B12 vitamini, B2 vitamini ve B6 vitamini,
Balıkla yada balık yenilmediği zamanlarda omega 3 desteği,

UZAK DURULACAKLAR:

Hidrojenize yağları (margarin doymuş yağ), doymuş yağları yemeyin.
Kilonuz fazla ise zayıflamaya çalışın.
Karbonhidratlı, unlu ve şekerli gıdaları az yiyiniz.
Kafein içeren kola, kahve ve çikolatayı azaltın
Sigarayı kesiniz. Sigara tiroid hormonlarını azaltır.
A vitamini veya beta karoten almayınız. Tiroid yetmezliğinde kanda A vitamini veya beta karoten yüksektir.
Multivitamin ilaçların içerisinde iyot ve A vitamini varsa almayınız.
B1 (Tiamin) vitamini tiroid hormonlarını azalttığından almayınız.
Alfa-lipoik asit (bir antioksidandır) T3 hormon üretimini azalır; bu nedenle hipotiroidili hastalar kullanmamalıdır.
Tahıl ve ekmek, patates, pirinç, makarna gibi nişasta içeren gıdaları az tüketin.

ÖNERİLER:

Metobolizma tembelliğinden kaynaklı kilo almaları, şişkinliklerı, ödemleri önlemek ve gidermek için kolay sindirilemeyen uzun sürede sindirilip yakılabilen besinler kullanmak gerekir. Bu gruba giren besinler vücudun protein ihtiyacını karşılarken, bünyeye verdiğinden daha çok enerji harcatırlar.

Trioid hastalığından kaynaklanan isteksizlik kökenli olarak ortaya çıkan hareketsizliğin doğurduğu metobolizma tembelliği bu tür gıdaları kullanmakla oldukca azalır. Metobolizma tembelliğini gidermek için kullanılacak bu besinlere ilaveten, spor yapılmalıdır. Spor yapılamasa bile; tempolu yürüyüş, merdiven çıkma, hareketli olma gibi aktiviteler metobolizma tembelliğini gidererek çalışan metobolizmaya sahip bir bünyeyi kişiye kazandıracaktır.

Beslenme tarifenizin gün içerisinde 4–5 öğün olmasına gayret edin. Bunların arasında yada sonrasında ilave öğünler yapmayınki, metobolizmayı bir tempoya ve disipline etmiş olun.

Metabolizmanızın çalışmasını en uygun seviyede tutmak için asla hiçbir öğünü atlamamalısınız.

Kansızlığa sebep verebileceğinden dolayı kepekli ürünler tercih dışı bırakılabilir.

Daha doymuş bir şekilde sofradan kalkmak için yemeklerinize limon suyu ve baharat ekleyin. İçeceklerinize katılan tarçın sizlere doygunluk hissi verecektir. Tüm bu uygulamalar, katkı maddelerinin sağladığı faydalar yanısıra kişinin iştahını sınırlayacaktır.

KABIZLIĞI OLANLAR: Kepekli (Kansızlığa sebep verebileceğinden dolayı kepekli ürünler tercih dışı bırakılabilir) yiyecekler, posası bol sebze ve meyveler, tam tahıl ürünleri yenilir. Düzenli egzersizler ile metobolizma çalışır halde tutulur. Normal tavsiye dışında (2 katı) fazladan sıvı-su içilir. Patates, muz ve yoğurdu az tüketilir. Belirli saatte tuvalet çıkışları alışkanlık edinilir.

son

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla