VİTAMİNLER..

VİTAMİN; "DAİMA İYİ"

Görüntüleri ile gözleri ayartan! 'damak tadı, mide mutluluğu, serinlik' vaadlerini, genler vasıtası ile bilinçlere yerleştirmiş olan meyve suları, aslında vücudlara sahip çıkmak istiyor..

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

VİTAMİN BÜFE

DETOKS

DİYET LİFİ

BESİNLER MİNERALLER


VİTAMİNLERİN KÜNYESİ

VÜCUDUN SAĞLIK TEMİNATLARI

GENEL TANIMI

VİTAMİN KELİMESİNİN KÖKÜ ve MANASI:

Vitamin sözcüğü ilk defa Polonyalı biyokimyacı Casimir Funk tarafından 1912'de kullanılır. Casimir Funk'un Latince, "HAYAT" manasına gelen "Vita" kelimesi ardına eklediği "AMİN" ise; amonyak türevi "Aminum" kimyasal bileşiklerini ifade eder. (Aminum: Amonyaktaki hidrojen yerine tek değerli hidrokarbonlu köklerin geçmesiyle oluşan ürünlerin genel adı).

"Neden? amanyok kökenli bu kelime eklendi" sorusunun cevabı için, o yılların bilimsel kabullerine bakmak gerekiyor. O dönemde tıp dünyası, Vitaminlerin tamamının "aminum - amin" kökenli olduğunu kabul etmiş durumda. Vitaminlerinde "amin" türü kimyasal bileşikler olduğunu sanan Casmir Funk'da; "amin kimyasal kökenli hayat veren bileşimini" ifade etmek için o güne kadar kullanılan ama isimlendirilmemiş olan bu "kimyasal yapıya" isim olarak vermiş.

VİTAMİNİN TANIMI / VİTAMİN NEDİR? Metobolizmanın düzgün çalışabilmesi için ihtiyaç duyduğu, eksikliğinde çalışmasının aksayacağı maddeler vardır. Metobolizmanın sağlıklı çalışmasını temine yönelik, organizmaya besin yada ilaçla girişi sağlanan 'bio-katalizör' maddelerin genel adıdır "vitamin".

Tanımdan da anlaşıldığı gibi; vitaminler insan vücudunda hayatsal olayları düzenlerler. Doğal yolla vitamin alımı besinler ve Güneş ışınları üzerinden "("D" vitamini) olur. Vücut sağlığının süreklilik arzetmesi ve metobolizmanın düzgün çalışabilmesi için vücudun gerek duyduğu "anahtar yapılar" vitaminlerdir. Dolaysıyla, metabolizmanın çalışma prensiplerinin ve yaşamsal fonksiyonların devamlılığını sürdürebilmesi için, yapıları farklı olan her bir vitamine vücudun ayrı ayrı ihtiyacı vardır.

Vitaminler, kimyasal özelliklerinin farklılıklarından dolayı vitaminler iki ana gruba ayrılırlar.

1-) Suda çözünen ve vücut tarafından depolanamayan vitaminler

2-) Yağda çözünen ve vücut tarafından depolanabilen vitaminler

Suda çözünen vitaminler için vucutta depolamaya yönelik bir organizasyon ve bir depolama alanları yoktur. Vucutta stoklanamadıklarından, bir sonraki ihtiyaç anı için biriktirilemediklerinden metobolizmanın "(suda çözünen) vitamin ihtiyacı ancak; her gün alınacak olan besinlerle giderilebilir.

Bu nedenden dolayı günlük beslenmemizde suda eriyen vitaminleri içeren "(Ör: "B" vitamin türevleri ile "C" vitamini) besinleri peryodik olarak tüketmemiz gerekmektedir. B grubu "(kompleks vitaminleri) ve C vitamini suda eriyen vitaminlerdendir.

Yağda çözünen vitaminler vucutta depolanırlar, "(metobolizma tarafından çeşitli formlar halinde depolandırlar) ve ihtiyaç halinde de kullanılırlar. Vucutta birikebildikleri için depolanan miktarlar fazla olduğunda; yan etkilerinin ortaya çıkması kaçılmazdır.

Sağlık problemleri yaşamamak için aşırı miktarda alınmamaları gerekmektedir. "(örnek: "A" vitaminin aşırı kullanımı: Karaciğer, kemik ve gözlerde zayıflama sorununu ortaya çıkarır) A, D, E ve K vitaminleri ise yağda çözünen vitaminlerdendir.

GENEL VİTAMİN GRUPLARI

VİTAMİNLERİN BASKIN OLAN ÖZELLİKLERİ ve BULUNDUKLARI BESİN KAYNAKLARIN ÖZETİ:

A VİTAMİNİ: Özellikle göz ve görme ve derinin sağlıklı kalması gereklidir. Kemik ve diş gelişimine katkıları vardır. Balık, süt, yumurta, havuç, kereviz, domates, taze fasulye. fıstık, mantar, ceviz gibi besinlerde bulunur.

B VİTAMİNİ: Sinir ve kasların gelişiminini sağlar. Protein, karbonhidrat ve yağların işlenip vücutta kullanımında etkilidir. Süt, süt ürünleri, kırmızı et, tahıl ve sebzelerde bulunur.

C VİTAMİNİ: Vucut direncinin artması, hastalıklara karşı mukavemet kazanılması, diş ve diş eti sağlığı için gereklidir. Taze meyve ve sebezelerde özellikle turunçgillerde bulunur.

D VİTAMİNİ: Kemik ve diş gelişimi için gereklidir. Sağlıklı yaşam için gereklidir. "("D" / Güneş girmeyen eve doktor girer) Güneş ışınları, vitaminin oluşumunda etkilidir. D vitaminin ön maddesi besinlerden alınır. Karaciğer, kırmızı et, tahıl, yumurta, süt ürünleri, balık gibi besinlerde bulunur.

E VİTAMİNİ: Vücudun sağlıklı büyümesi ve bit bütünlük içinde gelişmesi için gereklidir. Bitkisel yağlar, balık, yeşil sebzeler, kırmızı et ve tahıllarda bulunur.

K VİTAMİNİ: Almanca "kanı pıhtılaştıran" olan vitamin, damarlar dışında kalan kanın pıhtılaşmasını sağlar. Kırmızı et, karaciğer, pirinç, domates, muz, şeftali, çilek gibi besinlerde bulunur.

VİTAMİNLER

GRUPLARI İÇİNDEKİ ÖZELLİKLERİ”

A VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Gözler için son derece önemli bir vitamindir.

Sağlıklı cilt ve saç gerekli bir vitamindir

Vücudumuzda enfeksiyon oluşumunun önüne geçerek hastalıklara karşı etkin bir koruma sağlar.

Antioksidan etkisiyle hastalıklara karşı vücudu destekler.

Üreme, büyüme ve gelişme için gerekli konularında vücudun ihtiyaç duyduğu bir vitamindir.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Noksanlığı, bağışıklık sistemini zayıflatır. Gece körlüğü başlar.

Cilt kurur ve cilt yapısında da bozulmalar meydana gelebilir.

Aşırı kullanımı, Karaciğer, kemik ve gözlerde soruna neden olabilir.

A vitamininin yüksek alımı kemik yoğunluğunu azaltıcı etki gösterdiğinden kalça kırığı riskini artırabilir.

Yine fazla kullanılması doğal olarak "Anne karnındaki bebeğin" karaciğer ve göz yapılanmasında olduğu gibi kemik yoğunluğunada etkisi olacaktır. Bu nedenle hamile hanımların ve yaşlıların bu vitamini FAZLA DOZDA almamaya dikkat etmesi daha doğrusu bu vitamini doktor kontrolünde kullanması gerekiyor..


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

"A" vitamininin çevrilmiş olarak hayvansal besinlerde bulunan retinol (A vitamin bileşiği. sivilceler ve cilt için kullanılan) ve vücudda "A" vitaminine çevrilen "beta-karoten "(vitamin öncü maddesi)" olarak iki şekli vardır. Retinol (A vitaminin hayvansal gıdalarda oluşan bileşiği) tam yağlı süt, tereyağı, peynir, yumurta sarısı, karaciğer ve yağlı balık gibi hayvansal kaynaklı besinlerde Beta-karoten (vitamin öncü maddesi); havuç, ıspanak, domates, kayısı, patates, mango, karpuz, kavun, üzüm, elma, tere gibi meyve ve sebzelerde yer alır Havuç, ıspanak, tere, patates, mango, kayısı, karpuz, üzüm, kavun ve elma gibi yiyeceklerdir.



C VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Antioksidan etkisiyle serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı vücudu korumaya yardımcıdır

Bağ dokusunun önemli bir bölümünü oluşturan kollajen oluşumu için gereklidir.

Sağlıklı bir cilt, kemik, kıkırdak ve dişler için önemlidir.

Antioksidan etkisiyle hastalıklara karşı vücudu destekler.

Demir emilimine yardımcı olarak kansızlığı önlemeye yardımcı olur.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

C vitamini vücutta depolanmadığı için C vitamini yönünden zengin besinlerin günlük olarak tüketilmesi gereklidir.

Yeteri kadar alınamazsa enfeksiyonlara karşı direncin zayıflaması, diş eti kanaması, yaraların geç iyileşmesi gibi durumlar olabilir.

C vitaminin fazlalığında görülebilecek en ciddi sorun skorbüt / iskorbüt (diş etlerinin geri çekilmesi) hastalığıdır.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

C Vitamini Kaynakları: Brokoli, brüksel lahanası, domates, turunçgiller, kivi, lahana, biber, kapya biber dut, kuşburnu.



D VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Kemiklerin güçlenmesini sağlayan vitamindir.

Dişlerin yapısal sağlamlığını temin eder.

Kalsiyum emilimini artırarak osteoporoza (Vucuddaki kemiklerin sertliklerinin azalarak zayıf düşmesi) karşı korumaya yardım eder.

Kalsiyum ve fosfor ile birlikte hareket ederek kemiklerin gelişmesine yardım eder.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Noksanlığı, kemikleri zayıflatır.

Çocuklarda raşitizm büyüklerde osteomalaziye (Osteomalazi; yetişkinlerde kemik yumuşamasına, kas güçsüzlüğüne ve kemik ağrısına neden olan bir hastalık) yol açabilir.

Uyku sorunları, iştahsızlık, kilo kaybı, ishal, kusma gibi sorunlara sebebiyet verebilir.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

D vitamini olan gıdalarda D vitamini etkin halde bulunmaz, önce karaciğer sonra böbrek tarafından iki aşamada aktif hale dönüşür.

D Vitamini Kaynakları: D vitamininin ana kaynağı güneş ışığı olduğu için güneş vitamini de denir. Günde 10- 15 dk güneş ışığı almak D vitamini sentezi için yeterli olur.

Besinsel kaynakları ise uskumru, sardalye, yumurta, karaciğer, yağlı balıklar ve zenginleştirilmiş margarindir.



E VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Güçlü bir antioksidandır. Toksin madde gidericisidir.

Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kalp rahatsızlıklarının önlemesinde etkili olur.

Kan dolaşımını güçlendirici özelliği vardır.

Selenyum minerali ile birlikte daha etkili olur.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Eksikliği nadir görülür. Eksikliği kalp ve kanser gibi hastalıkların riskini artırır.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Bitkisel yağlar, margarin, avokado, kabuklu yemişler, tohumlar gibi yağ bakımından zengin olan besinlerde bulunur. Yeşil yapraklı sebzelerde az oranda yer alır.



K VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Kesik ya da yaralanma sonrası kanın pıhtılaşmasına yardımcı olur.

Kanın pıhtılaşmasında gerekli olan protrombinin "(karaciğerin ürettiği kan pıhtılaşmasına yardım eden protein) yapımında rol alır.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Eksikliği nadir olarak görülür. Uzun süreli antibiyotik kullanımında ortaya çıkabilir.

Eksikliği kanama miktarının azalmamasına ve süresinin uzamasına neden olur.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Kvitamini bağırsaktaki bakteriler tarafından yapılır. K vitamini içeren besinler ise yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, ıspanak, kuşkonmaz.



B1 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Karbonhidratları parçalayarak vücuda enerji sağlayan glikoza dönüşmesini gerçekleştirir.

Kan dolaşım seviyesini düzenleyici ve damar sertliğine karşı koruyucu etkisi vardır.

B1 vitamininin bir diğer adı Tiamin'dir


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Yorgunluk, iştahsızlık, baş ağrısı, kas yorgunluğu, unutkanlık, depresyon, sinirlilik ve kalp sorunlarına yol açabilir.

Aşırı eksikliği Beri-Beri (Vücutta B1 vitamininin, diğer adıyla tiyamin -thiamine- maddesinin eksikliğinde görülen sinir sistemi hastalığı. Princin çok tüketildiği Uzakdoğu ülkelerde sıklıkla görülür.) hastalığına neden olur.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Kepekli tahıllar, ekmek, zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler, yulaf, besinler süt ürünleri, maya özü, bakliyat, kuruyemiş, kırmızı et.



B2 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Göz yapımızın sağlıklı bir şekilde olabilmesini sağlar.

Enerji metabolizmasını destekler.

Tırnak, saç ve deri yapımızın gerekli canlılıkta olabilmesini sağlar.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Pul pul ve kuru cilt / cildin pul pul dökülür

Dudaklar çatlar, yara iyileşmelerinde sorun yaşanır.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Süt, peynir, yoğurt, yumurta, et, zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar, badem, maya özü ve bazı yeşil yapraklı sebzelerde de bulunur.



B3 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Karbonhidrat metabolizmasında B1 ve B2 vitaminleriyle birlikte çalışır.

Cildi sağlıklı tutar.

Sinir ve sindirim sistemlerinin düzgün işleyişini sağlar.

Kan dolaşımını düzenler.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Eksikliği nadir görülür. Cilt sorunları, halsizlik, yorgunluk ve iştah kaybına neden olur. Aşırı eksiklikte pelegra (döküntülü deri hastalığı) rahatsızlığı görülür.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Patates, makarna ve maya özü kırmızı et, tavuk, balık ve fındık.



B5 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Sinir sistemi üzerinde pozitif etki sağlar.

Cildin sağlıklı kalmasını sağlar.

Strese karşı mücadele eder.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Birçok gıdada olduğu için eksikliği nadir görülür.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Fındık, yumurta, yoğurt, fasulye ve maya özü, balık, kümes hayvanları, kırmızı et.



>

B6 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Kırmızı kan hücreleri, antikor (vücuda giren zararlıları yok etmek için vücudun ürettiği madde) ve beyin kimyasallarının oluşumu için gereklidir.

Homosisteine (kanda vucudun ürettiği amino asit - proteini oluşturan temel yapı taşı / temel madde-) karşı etkisi sebebiyle kalp sağlığı için önem taşır.

B6 vitamini B12 ve B9 vitaminiyle beraber homosisteinin (kanda vucudun ürettiği amino asit - proteini oluşturan temel yapı taşı / temel madde -) olumsuz etkilerini önleyici etki gösterir.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Eksikliği nadir görülür. Depresyon, baş ağrısı, sinirlilik, dudak ve dilde çatlama görülebilir.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Balık, sakatat, yumurta, maya özü, kahverengi pirinç, soya fasulyesi, yulaf, fıstık, ceviz, avokado ve muz gibi birçok besinde bulunur.



B7 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Enerji üretimi için gereklidir.

Sağlıklı cildin oluşmasını ve devamlılığını sağlar.

Saçların sağlıklı kalmasına katkıda bulunur.

B7 vitamininin diğer adı Biotin'dir


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Nadir de olsa saç, deri döküntüleri, depresyon yorgunluk, mide bulantısına neden olabilir.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Karaciğer, maya fasulye, fındık, esmer pirinç, süt, peynir, yoğurt ve yumurtada yer alır.



B9 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Kırmızı kan hücrelerinin oluşumu için gereklidir.

Sinir, sistemini korumak için B 12 vitamin ile çalışır

Doğum kusurlarına karşı etkisiyle sağlıklı bir gebelik için gereklidir.

B9 vitamininin diğer adı Folik asittir.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Yorgunluk, halsizlik ve depresyona neden olabilir.

Ciddi eksikliği, bir tür anemi (hemoglobin -dokulara oksijen, ciğerlere ise karbonmonoksit taşıyan protein- eksikliği ile ouşan kansızlık hastalığı) ile sonuçlanır.

Spina-bifida (Hamilelik döneminde oluşan açık / ayrık omurga bozukluğu) gibi hamilelik / doğum kusurlarına neden olabilir.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Koyu yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, lahana, bezelye, yeşil fasulye, portakal, zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar ve ekmek, maya özü, fındık ve baklagiller.



B12 VİTAMİNİ...

ÖNEMİ ve ETKİLERİ;

Kırmızı kan hücrelerinin oluşumunu temin eder.

Normal sinir fonksiyonlarının sürekliliği ve kalıcılığı için önemli bir vitamindir.

Vucud enerji üretimi için gereklidir.


EKSİKLİĞİ ve FAZLALIĞI;

Pernisiyöz anemiye (Kanda B12 eksikliği nedeniyle yeteri kadar alyuvar yapılamamasıyla oluşan kansızlık) yol açar.

B12 eksikliği genellikle yetersiz beslenmekten çok bu vitaminin vücudda emilimini sağlayan intrinsik faktörün (B12 vitaminin emilimini sağlayan protein) azlığından kaynaklanır.

Katı vejeteryan beslenen kişilerin de B12 vitamini takviyesi almaları gerekebilir.


VİTAMİNİN KAYNAKLARI:

Et, balık, tavuk, yumurta, süt, peynir.



son

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla