YÖRESEL SALEP

DOĞADAN BÜNYEYE SAĞLIK


Bünyeye enerji verir, direnç kazandırır.
Zihni berraklaştırır, hafızayı güçlendirir.
Odaklanmayı artırır.
Cinsel gücü ve cinsel isteği artırır.

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

SAFRAN ABLA

BİLGİ SAYFALARI

SAFRAN BAHARATI

SAFRAN YAĞI / EXTRANT

SAFRAN ÇİÇEĞİ REÇELİ

SAFRANLI BAL

DOĞANIN ENERJİ KAYNAĞI

LEZZETİN TADI KOKUSU
YÖRESEL DOĞAL SALEP

GENEL BİLGİ:
Dondurmaların ve soğuk havaların içeceği olan salep; orkide (Orchidaceae) ailesinin bir üyesi. Anadolu'da orkide çeşitlerine verilen bir isim olan salep, salepgiller familyasının yumrularından elde edilen ve genellikle toz haline getirilmiş bir üründür. İçecek ve dondurma yapımında kullanıldığı gibi gıda katkısı olarak kullanılmaktadır. Kökünde 2 adet yumrusu olan salep, tel köklü otsu bir bitkidir. Bu yumrular nişasta benzeri (polisakkarit glucomannan-glikomannan) bileşikler içerir. Mor veya kırmızı renkteki çiçekleri konik, salkım veya başak şeklindedir.

Salep bitkisinin kökü mevsiminde toplanır. Bir süre kurutulduktan sonra toz haline getirilir. Salep yumruları, nişasta benzeri glikomannan, müsilaj (bitkiler ve mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın yapışkan sıvımsı madde), glikoz ve uçucu bir yağ taşır. Sıvılarla kullanıldığında şiştiği için özellikle içecek ve dondurma yapımında kullanılır.

Salebe geleneksel Türk içeceği denilebilir. Alkolün yasaklanması ile hayatımıza girip, tadı, lezzeti, yararı ve afrodizyak özelliği nedeniyle kendisine yer edindiği biliniyor. Sade kullanımı yanısıra Osmanlı sarayında da padişah macunu malzemelerinden biri haline gelmiş salep.

Bir önceki yıldan kalan yumru, salebin bahar mevsiminde yeniden yeni yumrular yapması için yeniden üretir. Yeni yumruları oluştuğundan, bitkinin genetik değerlerini ve toprak üzerine çıkması için yeterli besinleri aktaran eski yumru yok olur. olgunlaşma dönemi sonrası, salebin yapımı için toplanan yeni yumrular, büyüme işlevlerini yitirip salep özelliğini kazanabilmesi için kaynatılır. Kaynatılan salep daha sonra güneşte kurutulur.

Salep yumrusunun enzim salgılamasını önlemek için yapılan bu kaynatma ve kurutma işlemi, aynı zamanda salebin bilindik lezzete ulaşması ve aromatik bileşiklerini öne çıkması içindir. Kaynatma işleminden geçen salep çok sert hale gelmiş adeta taş gibi olmuştur. Değirmenlerde öğütülerek kullanıma sunulan salep, öğütme işlemi yapılabileceğine inanılırsa tane halinde de alınabilir.

Salebin büyük bir kısmını oluşturan müsilaj (bitkiler ve mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın yapışkan sıvımsı madde) bileşeni sayesinde ağızdan başlayarak, boğaz ve yutak yollarını yumuşatır. Dolayısıyla bu kısımlarda oluşacak tahrişlerin önüne geçer. Ses kısıklıklarını önlemede yararlılık gösterir. Öksürük, nezle ve bronşit gibi üst yolunum yolu hastalıkların önleyici olduğu gibi tedavisinde de yararlıdır.

Salep, regl / adet dönemi sancılarını dindirilmesinde etkin bir içecektir. Sancılı regl / adet dönemi geçiren kadınların dönem öncesi ve süresince salep tüketmesi, sancı nöbetlerini başlamadan gidermesi denilebilir. Bunun yanında gebelikte rahim kaslarının gevşemesine, sıklaşan rahim kasılmalarının azalmasına dolaysıyla gebeliğin daha kolay geçmesine yardımcı olur.

Salep, düzensiz beslenmeleri beslenme istikrarı sağlayacak düzeye taşıyabildiğinden iştahsızlığı giderebilecek yegane bitkilerden biridir. Müsilaj maddeleri ve bileşenlerinin katkılarıyla, günde 1-2 bardak salep bu sorunun giderilmesine fayda sağlayacaktır. Çünkü salep hazmı kolaylaştırıp bağırsakları çalıştırır. Bu yönüyle salep kilo vermek isteyenlerin, diyet yapanların sıklıkla kullanmaması gereken bir ürün olarak ortaya çıkar.

Salebin içeriğindeki musilaj bileşimi, bağırsak hareketlerinin düzenlenmesinde oldukça olumlu katkılar sağlar. Yapısı gereği bağırsak duvarlarında varlığını uzun süre sürdüren salep, bağırsak sistemini kontrol altında tutar ve bir düzen içinde çalışmasını sağlar. Bağırsak içi bu yararlılığı ile kabızlık sorunlarını giderir.

Hazımsızlık sorununu giderek mide üzerindeki azaltarak, besinlerin kolayca ve iyice sindirilip yararlı hale gelmesine etkin olur. sağlıklı bir sindirim sisteminin oluşumuna fayda sağlar. Dolaysıyla; mide hazmetme, besinlerden faydalanabilme ve kabızlık sorunlarını gidererek sağlıklı bir sindirim sisteminin oluşumuna fayda sağlar.

Bağırsak solucanlarının, bağırsak kurtlarının da düşmesinde, getirdiği düzenli bağırsak çalıştırma özelliğiyle ishal durumlarının ortadan kaldırılmasında etkilidir.

Grip veya nezle gibi hastalıklarla karşılaşmaları azaltacağı gibi bu durumlarda oluşan vücut titreme veya üşüme gibi şikayetleri asgariye indirebilmek için salep çok etkindir. Düşen vücut ısısını yükseltebilmek, vücut ısısını uzun süre dengede tutabilmek için salep çok yararlıdır. Besleyici ve doyurucu özelliğe sahip bir gıdadır.

Bu nedenle; solunum yolu hastalıklarında olduğu gibi çok soğuk etkisi altında kalma durumunda da salep iyi bir çözümdür. Bu tür rahatsızlıklar durumlarında ter attırarak için kullanılabilir. Bu yönüyle salep, kısa sürede hastalık şikayetlerinden kurtarabilmeye yardım eder.

Rahat ve yumuşak içimi yanısıra vücuda sıcaklık vererek kasları yumuşatması, sağlıklı bünye için çok önemli faydalar sağlar. Gerginliği alması ile stresi yok edip sinirleri gevşetir. Relaks bir vücudu tesis etmesi ile damarlar üzerinde baskı kuran kaslar gevşer, dolaşım sistemi dolaysıyla vücudun her zerresine kan ulaştırmakla görevli kalbin üzerindeki yükü azaltır. Kalp sistemininin (kardiyovasküler sistem) görevi olan kan dolaşımı rahatlar, kalp krizi riski azalır.

Kolesterol (Kötü kolesterol LDL. İyi kolesterol HDL) gibi damar tıkanmasına yol açan plaklanmaların etrafında boşluklar oluşturarak (gevşeyen damarların damar çapını büyütmesi ve genişlemeye müsait fleksbıl hale gelmesi) her türlü riski azalttığı gibi hücrelerin rahat oksijenlenmesine fayda sağlar. Tüm bunların ışığında sağlam ve dirençli bir bünye için çok yararlar sağlayan ürünlerden biri denilebilir.
Hemoroid şikayetlerinin azaltılmasında ve basur tedavisinde etkin rol oynar.

Salebin karbonhidrat ve şeker içeriği fazla olduğundan kalorisi yüksektir. Diyet yapanlar ancak ara öğün olarak kullanırsa, formlarını koruyabilme imkanını bulabilirler. Ara öğün olarak kullanılabilir. Her gün olmamak şartıyla ortalama bir fincan salep içmek, tekrarlı kullanımı metod haline getirebilir.
Her gün düzenli olarak kullanmama ve günlük aktivitelerinde yürüyüş yoksa yürüyüş ekleyerek aldıkları kaloriyi rahatça atıp dengeyi sağlayabilirler. Dolaysıyla kontrol altında, yani ara öğün olarak salep kullanmak, kilo vermede açlık hissini yok edip uzun süren doygunluk hissini ortaya çıkaracağından yararlı hale gelir.

Salep, tarçınla tüketilebilir. Tarçın, doygunluk hissi veren bağışıklık sistemini kuvvetlendiren bir baharattır. Diyet yapanlar için tercih edilmesine sebep olan özelliği, doygunluğu kontrol etkinliğiyle aslında kan şekerini de dengelemiş olur.

İçeriğinde nişasta ve şeker (özellikle hazır paket saleplerde) bulunduğundan şeker hastalarının düzenlerini bozar. Salep yapımı sırasında ortaya lezzetli bir sonuç çıkarılabilmesi adına hazırlanan salebin çok sulu kalmamasına dikkat etmek gerekmektedir.

SALEP YAPIMI.
4 su bardağı süt
Bir yemek kaşığı toz salep
Bir çay bardağı toz şeker
Bir tatlı kaşığı tarçın

Süt içerisine toz salebi karıştırılarak eklenir.
Muhallebi yoğunluğuna yakın bir kıvam alana kadar kısık ateşte karıştırmaya devam edilir.
Kaynayan salebe çubuk tarçın ilave edilebileceği gibi, kaynamış salebin üzerine toz tarçın serpilebilir.

son

SAYFA BAŞI- GRUP MENÜ


UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifler yazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli materyaller de ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. ("Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor" kabulü ile aşırıya kaçıldığında; en azından kalp kapakcık ve mide kapakcığı kaslarını yumuşattığı gibi cinsel organların kaslarını etkileyerek sertleşmeleri ve kasılmaları etkiler...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla

© 2018- Yapım.....Fotoğraf, Metin, Grafik M&N Safran Tasarım.