SALÇA

DOMATES-BİBER

Doğal yöresel ürünlerin kullanıldığı
Geleneksel yöntemlerle yapılan,
Kendine has kıvamda ve renkte,
Yöresel tadı bünyesinde barındıran,
Besleyici katkısız şifa kaynağı salça.

Safran Abla

Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla Safran Abla

SALÇA

DOMATES-BİBER


SAFRAN BAHARATI

YÖRESEL EV YAPIMI ERİŞTE

YÖRSEL EV YAPIMI TARHANA

SALÇALAR

Tarhana ve erişte gibi yiyeceklerde olduğu gibi salça yapımında da yaza ait domates ve biberi kışın kullanabilme isteği ağır basmaktadır. Salça, domates ve biberin bolluk döneminde işleyip değerlendirerek kışın kullanabilmenin bir yoludur. Domatese ait likopen, bibere ait beta karoten başta olmak üzere tüm vitamin ve mineralleri kışında vücuda dahil edebilmenin bir-yöntemi de salça yapmaktır.

Bu amaçla, domates ve biberin sahip olduğu faydalı özelliklerinden kış aylarında da faydalanmak mümkün olmaktadır. Biber ve domatesin bu zenginliğinden yararlanabilmek için sadece salça yapılmamakta yemeklik konservesi, menemeni, sosu, püresi, kurutması, turşusu ve tarhanaya katkı yapılmaktadır.

Bunlardan salça, yemeklerde sürekli kullanıldığından en göz önünde ve en revaçta olanıdır. Olmazsa olmazdır. Diğer türev ürünler "olmasa da olur" rızasına tabi olsa da salça "mutlaka olmalı" isteğine tabi olur.

Salça, vazgeçilemeyen yemeklerin yanısıra pek çok aperatif yiyeceklerde ve tadlandırmalar da kullanılan son derece dayanıklı, uzun süre saklanabilen besleyiciliği üst derecede olan güzel bir üründür.

Salçanın içeriğinde miktar olarak en fazla olan madde salçaya kırmızı rengi de veren ve güçlü antioksidan özelliğine sahip bir karotenoid olan likopen ve net ifadesiyle beta karotendir. Bu maddeler içeriği iklim şartlarına, toprak yapısına ve yapıldığı bitkisel türe göre değişmektedir.

Salçanın sağlığa sağladığı fayda daha çok likopen ve karotenden kaynaklanmaktadır, çünkü bu maddeyi insan vücudundaki hücreler üretememektedir. Vücut üretemediğinden mutlaka dışarıdan alınması gerekmektedir. Likopen salçanın elde edildiği domateste protein ve liften oluşan bir matris içinde bulunmaktadır.

Kalorisi çok düşük olan salça tam olgunlaşmış, sağlıklı, kızarmış olgunlaşmış domates ve biberden yapılan salçada kullanılan ürünlerin kuru madde ve şeker oranının yüksek olması gereklidir.
Ev yapımı salça ile elde edilen imkanlarla; sağlığa olan pek çok katkısı nedeniyle pek çok baharatla, sarımsak ve yağla karıştırılarak elde edilecek soslar kış aylarında domates ve biberi pek aratmayacaktır.

Salça, biber ve domatesin sahip olduğu bütün vitamin ve mineralleri içermektedir. Özellikle A, C, E vitamini, potasyum ve folik asit yönünden zengindir. Biber ve domates A, B grubu (B1, B2, B3, B5, b6, B9), C, E, K, vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, demir, fosfor, kükürt ve omega 3 ve 6 içermektedir. Bu nedenle ürünlerde bulunan pek çok vitamin ve mineral salçada da bulunmaktadır.

Yemeklerinizde ev yapımı salça kullanarak sindirim sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Ev yapımı salçanın içerdiği lif ile daha sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olunabilir. Lifli gıdaların sindirim sağlığı açısından yararlı olduğu düşünülmektedir. Ev yapımı salçalarla sindirim sağlığını desteklemek mümkündür.

Farklı salça yapım şekilleri olduğu için her yapılan salçanın vücuda faydası farklıdır, ancak salçada tuz oranının yüksek olduğu unutulmamalıdır.

İçerdiği A vitaminiyle göz sağlığı için önemlidir. Katarakt oluşumunu geciktiren bu vitamin düşük ışıkta görmeye, beyaz kan hücresi üretimine yardımcı olmakta, yeni hücrelerin üretiminde önemli rolü olmaktadır. Sarı nokta hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır
Düzenli salça tüketimiyle kazanılan A vitamini, saç kökünü güçlendirip, saça doğal parlaklık vermekte, saçın doğal bakımını sağlamaktadır.

Beta karoten ve E vitamini kalp- damar sağlığını korumak, kemiği desteklemek, kanseri önlemek için tavsiye edilen gıdalar arasında ilk sırada gelmektedir. Domatesten aldığı likopenin kansere karşı iyi bir antioksidan olabileceği bilinmektedir. Bu nedenle ev yapımı salça içerdiği likopen ile yararlı bir antioksidan kaynağıdır.

Düzenli salça tüketimiyle vücuda alınan likopenin prostat kanserine karşı koruyucu en iyi maddelerden biri olduğu belirtilmektedir.
Rahim, göğüs, kolon kanserini önlemede likopenin olumlu etkisi bilinmektedir.
Likopenin göğüs kanseri hastalarında hücre çoğalmasını azalttığı, içerdiği yüksek serum seviyesi ile rahim kanseri riskini düşürdüğü bilinmektedir.
Kolon kanserinden bünyeyi korumada etkili rol oynadığı bilinmektedir. İhtiva ettiği flavanoidler (ajan maddeler) tüm kanser oluşumlarında olduğu gibi rahim kanserinde de etkili olduğu belirtilmektedir.

Ev yapımı salça içerdiği B-C vitamini ile bağışıklık sistemini destekler. Düzenli salça tüketimi aynı zamanda yaşlıların bağışıklık sistemini doğal yollarla güçlendiren en önemli ürün olarak ortaya çıkmaktadır. Hücre yenilemesi, cilt üzerine etkileri, bağışıklık sistemine desteğiyle bünyeyi sağlamlaştırması neticesinde erken yaşlanmayı önlemektedir.

Hamur işleri ve baklagillerin kolay sindirilmesini sağlayan salça, aynı zamanda yüksek lif içeriği ile bağırsakları harekete geçirmekte, kolesterolü düşürmekte, kan şekerini dengelemektedir. Salça damar duvarlarını genişletmekte, damar tıkanıklığı ve daralmasını engellemektedir.
Salçada bulunan likopen nörolojik sinirsel rahatsızlıklara karşı faydalıdır.
Salçanın yapıldığı domateste bulunan alfa tomatin adlı bileşenin prostat ve akciğer kanserine neden hücrelerin üretimini baskıladığı da bildirilmektedir.

Ev yapımı salça likopen gibi faydalı antioksidanlar içermektedir. Likopen kardiovasküler hastalık riskinin düşürülmesinde faydalı olduğu bilinen bir antioksidandır
Likopen LDL kolesterolün oksidasyonunu baskılayarak kroner kalp hastalığı riskini azaltır, kan basıncını düşürücü etkiye sahiptir ve cildin oksijeni iyi ve etkili kullanmasını sağlar. Domates salçasında bulunan krom minerali kan şekerinin engellenmesine de yardımcı olmaktadır.

Ev yapımı salça cilt sağlığı için önemli olan E vitamini de içermektedir. Salça özellikle yaz aylarında cildi güneşin zararlı etkilerinden korumakta, cilde doğal bronzlaşma sağlayıp, gerginlik, parlaklık, canlılık sağlamaktadır. Güneş ışınlarından çabuk etkilenen ve alerjisi olanlara domates ve salça gibi domates ürünleri önerilmektedir.

Yüksek miktarda serbest radikal oksidatif stres denilen bir soruna yol açar. Oksidatif stres insan sağlığı için zararlı olabilecek bir durumdur. Antioksidanlar vücuttaki "serbest radikalleri" nötralize etmede önemli bir rol oynar.

İltihap önleyici bileşikler olan flavanoidler ve karotenoidler bakımından zengin olan salça iltihaplı hastalıkların neden olduğu ağrıları hafifletmek için faydalıdır. Akciğerdeki iltihaplanmayı onararak astım riskini azaltır,

Böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktüren salça, vücutta biriken üre asidi ve ürat tuzlarını eriterek idrarla dışarı attığı böylece vücutta biriken suyu ve zararlı maddeleri boşalttığı kaydedilmektedir.
İçerdiği minerallerle ev yapımı salça fiziksel sağlığı destekler. Mineraller vücudun sağlıklı fonksiyonu için gerekli besin ögeleri olduğundan ev yapımı salça ile sağlıklı bir yaşam destekler.

Beyaz kan hücresi üretimi konusunda yardımcıdır. Yeni hücrelerinin üretimi noktasında önemli bir rol oynar.
Domates ve biber salçası kaynağı olan domates ile biberin tüm etkilerini yansıtmakta ve önemli faydalar sunmaktadır.
Bu şekilde önemli faydalarıyla ile beraber düzenli olarak domates biber salçası dengeli şekilde tüketilebilir.

Ev yapımı salça C ve A vitaminleri yönünden iyi bir kaynaktır. A vitamini göz sağlığı için çok önemli bir vitamindir. Bunun yanında vücutta birçok işlev için gerekli bir vitamin türüdür.

İçerdiği potasyum ve demir gibi minerallerle ev yapımı salça fiziksel sağlığı destekleyebilir. Mineraller vücudun sağlıklı fonksiyonu için gerekli besin öğeleridir. Mineral kaynağı ev yapımı salça ile sağlıklı bir yaşam desteklenebilir.

UYARI: bitkisel ürünler, bitki yağları ve bitki özlerinin kullanımıyla ortaya çıkması muhtemel yan etkiler ve bu etkilerden kaynaklanabilecek zararlar hakkında bilgilendirme notu.
.... Sitemiz sayfalarında yer alan bilgiler; konusunda uzman sayılan kişi ve kurumların yayınlarından derlenmekte ve ürün başlıkları altında toplanarak sizlere sunulmaktadır.
Makalelerden derlenen yazılar faydayı duyurabilmeyi, fayda sağlayabilmeyi amaçlayan bilgi içerikli yayınlardır. Dolaysıyla, bilgilendirme dışında ve bilgi verme seviyesinin üstünde kabul edilmemesi gereken detay yazılardır.
Yazılarda aktarılan bilgiler, önerilenler yada tavsiye edilen uygulamalar tedavilerde kesinlikle kullanılması önerilen REÇETE-VARİ /direktifleryazılar olarak algılanmamalıdır.
Keyfe-kader çay-tonik-katkı-bakım-masaj-tadlandırıcı... gibi kullanımların dışında kalan rahatsızlıklara çare olarak kullanmadan önce tıbbi destek aranmalı dolaysıyla doktora danışılmalıdır.
Yazılarda yer alan tavsiyelerin doğrulukları sorgulanmalıdır. Önerilen bitki ve ürünlerin gerek bitki elde ediliş yöntemleri gerekse üretimleri hakkında bilgiler edinilmelidir. Bilgiler; atadan kalma yöntemlerle alınıp-verilmemeli, bitki çeşitlenmelerindeki ve üretimlerindeki yeni gelişmeler çerçevesinde bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
Yazılar daha ziyade rahatsızlıklarda fayda sağlayan yada sağlayabilecek bilgiler olarak kabul edilip, asıl tedavilere yardımcı, rahatsızlıkları önleyici, tedavileri destekleyici, vücüt değerlerini dengeleyici, eksikleri tamamlayıcı, organizmaları işlevlerine kavuşturucu, bünye bağışıklığını takviye edici, fiziksel ve mental aktiviteleri kolaylaştırıcı, vitamin ve mineral aktarıcı doğal katkıların tanıtımı olarak görülmelidir.
Doktor tavsiyesine her zaman başvurulmalı, doktor kontrolündeki tahlil sonuçlarına göre hareket edilmelidir.
Her madde ve onların sentezlenmesi ile oluşturulan en iyi ilaç bile, dozu ayarlanmadığı sürece zehre dönüşebilir.
Yılan zehiri ve diğer zehirli metaryellerde ilaç yapımında kullanılıyor. Doğada en zehirli bitkilerden de ilaç elde ediliyor. Panzehir üretimlerinde de yine o maddeler kullanılıyor.
Dozu ayarlanmamış "su" da can alabiliyor. Hayatın kaynağı sayılan suyun, aşırı alımında ve saflaştırıldığında zehire dönüşüp ölümle sonuçlanabilen durumlara yol açtığı gibi, en yararlı bitkilerde her ne koşulda ve her ne tarifte olursa olsun, kontrolsüz ve aşırı tüketimleriyle vücutta yan etkiler meydana getirebilmektedir. Vücutta bazı alerjik etkilere neden olabilmektedir.
Bu nedenle her bitki fasılalı ve kontrollü olarak dikkatlice tüketilmelidir. Dikkat edilmezse, kronik rahatsızlıklar göz önüne alımmazsa, bünyede olan diğer hastalıkları, tetikleyebileceği göz önüne alınmalıdır. Eğer bu riskler hesap edilmez yada eldeki bilgilere göre hareket edilirse faydalı olan bitkiler, sağlığı etkileyen zararlı bitkiler konumuna gelebilir.
Her aşırı yüklenmeler gibi fazla vitamin alımıda organizmaya, organlara zarar verebilir. (Ihlamur, adaçayı çok rahatlatıyor, kasları gevşetiyor diye fazlaca alındığında en azından kalp kapakcıklarını ve mide kapakcığını yumuşatır, cinsel uyarımları geciktirebilir...vb..)
Bu nedenle, derlenerek yayınlanan yazılar ve tavsiyeler doktor reçetesi gibi görülmemelidir. Özellikle, kronik rahatsızlıkları olanlar doktora danışarak kullanmalıdır.
Farklı farklı hastalıklardan tedavi görenler, sürekli ilaç kullananlar, kronik hastalıklarla mücadele edenler, alerjik hassasiyeti olanlar mutlaka doktora danışmalıdır.
Özellikle, bitki yağları, extrantları, detoks halleri yoğunlaştırılmış bitki özleri olduğundan, bitki sıvısı olmaktan uzaklaşıp neredeyse ilaç konsantresi konumuna yaklaşmaya başlamıştır. (ilaç ve hap dozajlamasından elbette kat ve kat uzaktır. Ama aşırı tüketimle bu fark azalır. Organlarda olan başka bir hastalığı tetikleyebilir ya da tedavisine sekte vurabilir. Bu nedenle aşırı tüketimden ve süreklilikten kaçınmalı. Kullanıma haftada bir kez olsun ara verilmeli ve kişilerden kişilere değişse de yarar sağladığı tespit edilen oranlarda kalınmalıdır) Sürekli kullanımlar için doktora mutlaka danışmalıdır.
Sürekli kullanımlar yerine fasılalı ve aşırıya kaçmadan alınmakla yetinmeyip, vücutta fiziki değişiklikler gözlendiği gibi mental değişiklikler de gözlenmelidir.
Alerjik bünyeye, kronik rahatsızlıklara sahip olanlar ile sürekli ilaç kullananlar daha dikkatli olmalı ve bu nedenle mutlaka doktora danışılmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisini azaltmamak, hesaplanmayan sonuçlarla karşılaşmadan bitkilerden yararlanabilmek için.

SAFRANLI YAŞAMA DAVET EDİYORUZ...

'Sağlıklı yaşama' katkımız olursa ne mutlu bize...

En pahalı baharat olması, değerinden, kıymetinden, etkisinden ve faydasından olan safran; tüm bu özellikleri göz önüne alındığında, karşılığını kat ve kat ödeyen bir baharattır.
Etkisine bakıldığında 'pahalı' kavramının göreceli olduğu anlaşılır. Safranın, 50-80 lira (4-5 $) gibi bir fiyata satılan 1 gramıyla en az 50 fincan çayı 'sağlık iksiri' olarak içebilirsiniz.
Kahvehane çayının yarı fiyatına içebilen 'safran', sizce pahalı olabilir mi? Karşılığını veremese! 'o fiyatlara' ulaşamayacağı gibi, ekimide yapılamaz.
Fiyatını saptayan faktörlerin başında; etkisinin vazgeçilmezliği, dekardan ~0,5 kg elde edilmesi ve üretimdeki meşakkatin derecesi gelmektedir.


Safran Abla